Çin’in Wuhan kentinde yaklaşık 1 yıl evvel başlayan Covid-19 salgının tüm dünyada tesirini göstermeye devam ediyor. Türkiye’de yaklaşık 8 ay evvel görülen ve alınan önlemlerle salgının önüne geçilmesi planlanırken hadiselerde görülen artış herkesi huzursuz etmeye devam ediyor.

Bu süreçte dünyada en çok vazife sıhhat çalışanlarına düşerken, Türkiye’de olduğu üzere Bursa’da da kurulan filyasyon takımlarının sayısı 2 katından fazla arttırıldı. Kent merkezi başta olmak üzere tüm ilçelerde hekim, hemşire ve sıhhat çalışanından oluşan filyasyon takımları kapı kapı dolaşarak salgınla çabayı sürdürüyor.

Bursa’da salgın başında 90 olan filyasyon grubu 210’lara çıkartıldı. Müspet olan hastalara ilaçları gruplar tarafından veriliyor. Şayet sonuç müspet değil, yalnızca temaslı karantinadaki vatandaşlara da yapması gerekenler tek tek anlatılıyor.

VİRÜS HERKESİN ÇOK YAKININDA

Bursa Vilayet Sıhhat Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, hadise Artışına paralel olarak, kendi önlemlerini aldıklarını söz ederek, “A, B,C planlarımızı yapmıştık. Bunları peyder pey muhtaçlığa nazaran yürürlüğe koyuyoruz. Filyasyon grupları bu işin olmazsa olmazıdır. Bizim gruplarımız daha evvel 90 civarında günlük alanda takımlarımız vardı.

Şu anda bu sayı 200 üzerine çıkardık. Her gün üzerine ek ederek alandaki arkadaşları arttırmaya çalışıyoruz. Şu an 210 grupla sabah 08.00 ile 00.00 ortası hasta olan, olumlu çıkan yahut temaslı olan bireyleri meskenlerinde ziyaret edip, gerekiyorsa ilacını veriyoruz, gerekiyorsa temaslı olanlardan test gereksinimi olanları testlerini yapıyoruz.

Onların konutta kalmalarını sağlıyoruz. Olay sayısına paralel olarak da hastaneye müracaatları sayılarından da artış var. Artık kardeşimiz, arkadaşlarımız, komşumuz, pazardaki, marketteki insanlarda bu virüs var. Bu derece yakına gelmişken, önceliğimiz ferdi korunmayı ön planda tutmaktır. Herkes kendi sıhhatini, ferdî korunmayı sağlaması gerekmektedir. Bu süreçte olmazsa olmazlarımız var.

SMS yazışmalarımızda ‘Tamam’ sözünü ‘TMM’ diye kısaltıyoruz. Biz bunu kendimize uyarladık. Bizde diyoruz ki paklık, maske, aralık. Bu kez bizim olmazsa olmazımızdır. Beşerler bunu yaparak yüzde 90 oranında kendilerini koruyabilir. Bu imkânlar varken, neden risk alalım?” dedi.

“Filyasyon takımları konutlara gittiğinde bir müspetin temaslılarında da şikayet varsa bizler zati test yapıyoruz. Hiçbir şikayeti olmayan birinden test almanın çok da bir manası yok” diyerek kelamlarını sürdüren Yavuzyılmaz,” Bunu bilhassa vurgulamak istiyorum.

Bu sıhhat topluluğuna gereksiz bir iş yükü ve vatandaş kendinde yalancı bir güvenlik duvarı oluşturmasına sebep oluyor. Bizler bunu istemiyoruz. Bizler beşere hizmet ediyoruz.

Hizmetinde en harikasını de beşerler hakkediyor. Hizmet edenlerde insan ve onların da bir gücü, dayanma kapasiteleri var” diye konuştu.

SIHHAT ÇALIŞANLARI DA SÜREÇTEN ETKİLENİYOR

Yaklaşık 8 aydır Türkiye’de bu çabayı verildiğinin altını çizen Yavuzyılmaz, “ Türkiye’de salgının görüldüğü birinci tarihten itibaren sıhhat işçisi ile pandemi süreci kesintisiz olarak yürütülüyor. Şu anda emeklilik, müsaade, muhakkak sonlar dışındaki fiyatsız müsaadeler, istifalar durdurulmuş durumdadır.

Zira biz yetişmiş insan gücüne, sıhhat ordusunun yetişmiş potansiyeline her vakit olduğu üzere bu günde gereksinimimiz var. Sağlıkçılar bu çabayı özverili bir formda veriyorlar. Mahallede yahut apartmanda bir tane Covid-19 olayı çıktığında beşerler o apartmandan nasıl uzaklaşabilirim diye kaygı ediyorlar.

Lakin bizler o hastaları ağır bakımda, serviste her an tedavisinde yanlarındayız. Artık oradaki hekim, hemşire yahut sıhhat çalışanı meskenine gittiğinde ‘acaba ben hastaneden bir virüs alıp meskene götürdüm mü’ kaygısı taşıyor. Birinci ruhsal olarak etkilendikleri alan bu. Kimilerinin alternatifi varsa meskenlerine gitmiyor.

Zira meskende yaşlı annesi, babası ve ya kronik hastalığı olan engelli bir bireyi var. Ya da gitse bile 5 yaşındaki çocuğu ona sarılırken, üstüne değiştirmeden, elini yüzünü yıkamadan, çocuğuna sarılamıyor. Bu sahiden bir iki gün değil, 8-9 aydır devam eden sıkıntı bir durum.

Pandemi devam ettiği sürece de bu bu türlü devam edecek. Bilhassa istirham ediyoruz, karantina sınırlaması olan bireyler lütfen bu karantinaya uysunlar. Maalesef rastlıyoruz, müspet hasta bir biçimde konuttan çıkıyor ve öbür yerlere gidiyor.

Karantinada olması gereken insanlara HES kodu sorgulaması yapıyoruz, bakıyoruz olumlu yahut temaslı. Hem kendimiz hem temas ettiğimiz beşerler için bu yaklaşımdan vazgeçmemiz lazım. Bu birebir vakitte kul hakkıdır. Ben sizlerin olumlu olduğunuzu bilmiyorum.

Otobüsle seyahat ediyorsunuz, bir olumlu çıkıyor ve oradaki beşerler karantinaya alınıyor. Enteresan bir örnek vereyim. Bir öğrenci arkadaşımız sene boyunca imtihana hazırlanmış, 2 gün evvel otobüste çıkan olumlu hadise yüzünden karantinada ve imtihana giremedi.

Bu çocuğun emeğine yazık değil mi? o yüzden bu önlemlere ve hassasiyete toplum olarak sahip olmamız gerekiyor” sözlerini kullandı.