VODAFONE PARK’TA ÇEKİŞMELİ ÇABA

Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi C Grubu’ndaki birinci imtihanında Borussia Dortmund’u Vodafone Park’ta ağırladı. Siyah-beyazlılar çekişmenin yaşandığı müsabakadan 2-1’lik skorla mağlup ayrıldı. Kuvvetli çabayı spor muharrirleri yorumladı. İşte yorumlar…

ÖTEKİ LİSAN, ÖBÜR OYUN – ATTİLA GÖKÇE (MİLLİYET)

“Şampiyonlar Ligi’nin galasında dram sineması izledik. Beşiktaş, evet, kendi alanında Vodafone Park’ta oynuyordu lakin, fakat 20 dakika dayanabildi. Sonrasında alışmadığı bir oyun, bilmediği bir futbol lisanıyla karşı karşıya kaldı. Oyunun başlarında Batshuayi’nin topla buluşması umut veren bir şuta dönüştü. Dortmund kalecisi zahmetle kornere attı. Sonrasında Pjaniç, Ghezzal, Rosier ve N’Sakala ile oyun kurmaya, konum oluşturmaya çalıştı şampiyonumuz. Fakat Dortmund’un kalabalık oluşturan savunmasında top kayıplarından kurtulmak pek mümkün olmadı. Josef, biraz da Vida’nın yokluğunda daha önlemli davranarak savunma dörtlüsünün önünde “ihtiyat” nöbeti tutarken oyuna bildiğimiz katkıyı sunamadı. Pjaniç ise iki şık top atıp kendini gösterdikten sonra durakladı. Ghezzal, Rosier ve Batshuayi’nin çabaları de işe yaramadı.

Birinci yarıda dikkatimi çeken olaylardan biri de sol kanatta vazife alan Larin’in N’Sakala’yla birlikte oynayamaması, oyuna katılamamasıydı. Garip bir durum… Meğer Sergen Yalçın, Kanada dönüşü Atiba ile ikisini dinlendirmişti. Atiba’ya bakınca daha da besbelli gerçek gözüme battı. Emektar kaptan çok top kaybediyor, geç kalıyordu. Harika Lig’de görmediğimiz, fakat Şampiyonlar Ligi’nde ağırlaşan bir yüktü Atiba’nınki.Başka bir lisan dedik. Evet, Beşiktaş Muhteşem Lig’de hiç de alışık olmadığı biçimde savunma yapmak, rakibinin oyununa karşı koymak, gayret etmek zorunda kaldı. Oyunu rakip alanda oynayarak, orada geçiş üstünlükleri kurup kaptırdığı topu geri alarak hamlesini sürdüren Beşiktaş, dün Dortmund önünde bunları yapamadı.

Ferdi uğraşlarıyla bir şeyler yapmak isteyen oyuncular, üzücü halde çözülüp dağılmaya başladılar. Birinci golde Bellingham topla buluşup şutunu attıktan sonra Atiba lakin yetişebildi. Haaland’ın golünde de top taç atışıyla oyuna girdi, Bellingham’ın o topla buluşup Haaland’a aktarmasını seyretti konut sahibi. Kalesini gole kapatan şampiyon, Şampiyonlar Ligi’nde birinci yarıyı iki golle yenik kapadı. Borrusia Dortmund, eksik oyuncularına karşın dün alanda fazla olan kadroydu. İki ülke futbolu ortasındaki fark, üzücü biçimde ortaya çıkıyordu.

Almanya temsilcisi, topu çok gezdirerek, fazla pas yaparak değil, uzun toplarla atak konumuna geçip fırsatçı adamlarıyla golleri buldu. İkinci yarıda Beşiktaş biraz daha kendi üzere oynadı. Topu kullanmaya başladı.Larin-Kenan, Atiba-Salih, Ghezzal-Gökhan değişikliklerinden sonra oyun karşılıklı ataklara dönüştü. 90+4’de Pjaniç’in kullandığı hür vuruşu baş ile tamamlayan Montero seyirciye teselli veren golü attı. Bu maçtan çıkan bir ders var. Harika Lig’de oynadığı her rakibe kendi oyununu kabul ettirerek savunmaya zorlayan Beşiktaş, vakit zaman da birebir savunma oyununu kendi oynayabilmeli. Ataktaki çeşitliliğe karşı dün çok fazla konum veren savunma biraz daha organize olmak durumunda. Vida’nın yokluğunda bu gerçeği daha iyi gördük.

KARTAL, KALICI OLUR – BİLAL MEŞE (MİLLİYET)

Devler Ligi’nin tadı diğer oluyor, insan, izlerken keyif alıyor. Beşiktaş, birinci imtihanında Dortmund’a adeta 20 dakika kök söktürdü, nefes aldırmadı. Bu müddete Batshuayi ile bir durum sıkıştırdık lakin atamadık, kaleci kornere tokatladı.Tribünlerin inanılmaz takviyesiyle adeta coşan Kartal, eksiksiz oynadığı bu kısımda golü kalesinde gördü. 20. dakikada Bellingham, Ersin’in bacak ortasından topu filelere gönderirken Kartal şoka girdi. Gerçekten Haaland 27’de topu müsait durumda auta gönderdi, yüreğimiz bir kere daha ağzımıza geldi! Valla Pjanic muazzam bir yetenek… O denli paslar atıyor ki, hepsi başlı başına büyük tehlike… Batshuayi’nin konumunda da pas ondan geldi. İsabetli pasları, sıkışan oyunu açması, asistleriyle Pjanic bana Hagi’yi anımsatıyor.

Ofansif oynamak, baskı kurmak tamam, lakin savunma güvenliğini de sıkı tutacaksınız! Valla yalnızca birinci golde değil, oyunun tamamında Vida’nın yokluğunu daima hissettik. Nadir yanlışlar da yapsa, Vida Vida’dır, Kartal’ın savunmadaki sigortasıdır. Ayrıyeten fizik kondisyonunuzu da ekonomik kullanacaksınız. Zıddı, oyundan düşersiniz, rakibin baskısını da iliklerinize kadar hissedersiniz. Yenemiyorsanız ki o denli, bari yenilmeyin değil mi? Taçtan gol yenir mi? Yeniyormuş, arkadaş! 45 artı 3’de Haaland, Bellingham’ın asistini penaltı noktası üzerinden şık bir vuruşla filelere gönderdi.

İkinci yarıda pes etmeyen, risk alan bir Beşiktaş vardı alanda. Ne var ki, hamleye çıkarken yapılan top kayıpları kalemize daima tehlike olarak döndü. 65’de Bellingham’ın şutunda Ersin gole müsaade vermedi. Yalnızca o mu? Öteki konumlar da var, aferin ona. Lakin 66’da Batshuayi sağdan indi, vurmakta geç kalınca top kaleciden döndü. Ve 90 artı 4’de kazanılan faul atışını Pjanic ceza alanına kesti, Montero yükseldi, başla topu filelere gönderdi. Ahh şu golü uzatmalarda değil de, biraz erken bulsaydık, her şey aksiye dönerdi.

Natürel ki bu kulvara girmek kadar, orada kalıcı olmak da çok kıymetlidir. Zira maddi ve manevi getirisi yüksek bir kulvardır Devler Ligi… Kartal’ın birinci maçta Dortmund’a yenilmesi kimseyi ümitsizliğe düşürmesin. Sakatlık ve cezalar olmadığı taktirde Kartal bu kümede ‘misafir’ ekip olmaz, yoluna devam eder bence. Kâfi ki, savunmayı sağlam tutalım.

ÇABANIN TESELLİSİ GOL – BÜLENT TİMURLENK (SABAH)

Dortmund, Bundesliga’nın topa en fazla sahip olan grubuydu lakin Beşiktaş 1.5 yıl sonra dolu tribünleri de ardına alıp süratli başladı maça. Almanlar çıkmakta zorlanıyor, Pjanic bir maestro üzere rakip yarı sahanın ortasında grubu yönetiyordu. Teknik yönetici Sergen Yalçın evvelki gün basın toplantısında oyunu iyi okumuş: “Her ekibin zayıf noktası var. Önemli olan bizim o zayıflığı nasıl değerlendireceğimiz.” Batshuayi’nin kaçırdığı iki konum, işte hocasının işaret ettiğiydi. Leverkusen’li Patrik Schick benzeri durumda hafta sonu Dortmund filelerini havalandırmıştı. 20’de Bellingham’ın golü Vodafone Park’ta Beşiktaş’ın Hard Rock müziğine son verdi.

Devrenin kalan 25’inde Yalçın’ın kadrosunun oyunu, kasetin teybe dolanması üzereydi. Atiba Atibalıktan uzakken, Larin’den randıman alınamazken, her şey Pjanic’in sırtına yüklendi. Haaland’ın golünden sonra soyunma odasından Beşiktaş’ın yeniden de başı dik geldiğini söylemek lazım. 70’e kadar çok iyi gayret ettiler. Sağlı sollu ataklardan gol çıkmadı.

Emre Can’ın olmadığı, Witsel’in de kulübede başladığı Dortmund orta alanına karşı birinci yarıda gol bulmak mühimdi. Witsel ile 2. yarı göbeği sağlama aldılar. Ve iki farkın rahatlığı ile bol bol oyuncu değiştirdiler. Haaland’lı Dortmund Ivan Drago, Beşiktaş Rocky demiştim maç günü. O birinci 20 dakikada rakibin canını yakarken, atılacak 1 gol Almanlar’a saydırırdı, olmadı. Vida’nın yokluğunda çabanın tesellisi Montero’nun golü oldu. Sonuçta Rocky bir sinema, dün gece izlediğimiz ise hayatın ta kendisi.

BİRİNCİ ÖNCELİK SAVUNMA OLMALI – ALİ GÜLTİKEN (SABAH)

Şampiyonlar Ligi farklı bir kalite. Buralarda yalnızca ferdi oyuncu kalitesi muvaffakiyet için yetmiyor. Bugün de yetmiyor geçmiş yıllarda da yetmediğini çok gördük. Bizim ligimizin kalitesi ve oyun temposu Şampiyonlar Ligi’nin üst düzey gruplarıyla oynadığınızda epeyce geride kalıyor. Beşiktaş bu dönem çok kıymetli oyuncuları takımına kattı. Bu oyuncular hem heyecanlandırıyor hem de doğal olarak büyük beklenti yaratıyor. Maçın birinci 15 dakikası bu heyecana ve beklentilere yanıt verdi. Taraftarın, Beşiktaş’ın bu kısmındaki oyunundan keyif aldığını düşünüyorum. Batshuayi’yi, Ghezzal’ı, Pjanic’i izlemek hoş bir şey. Lakin iş skor beklentisine geldiği vakit manzara değişiyor.

Şampiyonlar Ligi oyununda işin ana noktası savunmadan geçiyor. Hem kişisel hem de bütün halinde hakikat savunma yapmak bu düzeyin olmazsa olmazı. Hele Dortmund üzere bir kadroya karşı oynuyorsanız, birinci önceliğinizin bu olması gerekiyor. Zira golü yedikten sonra bu tip ekiplere karşı oyunu değiştirebilmek kolay değil. Zorlanırsınız, zorlandık da. Beşiktaş aslında bir şeyler vadettiğini de ortaya koydu. Bu takımın yapabilirliği var.

Çok da düzgünlerini de ortaya koyabilecek. Ancak kendi içerisinde de bitirmesi gereken bir süreç var. Bunun yanında Şampiyonlar Ligi oyunu dediğimiz şeyin de daha çok farkında olması gerekiyor. Evvel savunma, sonra beklenti. Bu adımları attığında ileride oynayacağı maçlarda maçı bitiren Beşiktaş’ı göreceğiz. Burada dikkat edilmesi gereken kıymetli bir nokta daha var. Şampiyonlar Ligi sonuçlarının ligde güvensizliğe yol açmasının önüne geçmek lazım. Lig öteki Şampiyonlar Ligi diğer.

KALİTE FARKI ORTAYA ÇIKTI – OKTAY DERELİOĞLU (TAKVİM)

Beşiktaş, Dortmund karşısında vakit zaman iyi oynasa da tam olarak istediklerini yapamadı. Birinci kısımda Batshuayi ile net bir fırsattan da yararlanamadı Siyah-Beyazlılar. Dortmund’un Beşiktaş’a göre birkaç gömlek daha üstün bir futbol oynadığını söylersek yanılmış olmayız. Almanlar daha disiplinli, daha kuvvetli bir oyunla İstanbul’dan galip ayrıldı. Dün Ersin’i yediği birinci golde yanılgılı görsek de genç kalesi bilhassa ikinci yarıdaki kurtarışlarıyla farkın açılmasını önledi ve ekibini ayakta tuttu.

Şayet Beşiktaş ikinci yarıda biraz erken devreye girebilse sonuç tahminen daha farklı olabilirdi fakat farkı teğe indiren gol Montero ile duraklamalarda geldi bu da Beşiktaş’a kalan dakikalarda gol için yetmedi. Siyah-Beyazlılar seyirci avantajını da dün tam olarak kullanamadı. Ferdî performansı ile öne çıkan tek isim de Ersin oldu. Bu türlü olunca yenilgi de kaçınılmaz oldu.

MAÇIN EN düzgünü BELLINGHAM: Beşiktaş savunmasını çok zorladı.MAÇIN EN BERBATI GHEZZAL: Maçta varlığını hissettiremedi.