Yansılar üzerine Diyanet İşleri Başkanlığı, geçen günlerde yaptığı açıklamada yine bir pandemi hastanesinin planlanması halinde mevcut olan araziyi de iade etmeye hazır olduklarını söz etti. Milliyet olarak tartışmaların odağındaki Heybeliada Sanatoryumu ile ilgili ada sakinlerinin neler düşündüğünü sorduk.

‘Laboratuvar olabilir’

Heybeliada Sanatoryumu’nun yalnızca bir hastane olarak planlanmadığını söyleyen Adalar Kent Kurulu Lideri İskender Öztürk, sanartoryumun Refik Saydam’ın da ortalarında bulunduğu dünya çapında bilim insanlarının yetiştiği bir okul olduğunu kaydetti. “Bu cins pak havalı tenha koylu yerler turizm gayesi dışındaki, bilimsel araştırmalar için de kullanılabilir” diyen Öztürk, “Kent kurulu olarak teklifimiz; orası salgın hastalıklar yüklü bir araştırma merkezi yahut laboratuvar olabilir. Bir sürü yetişmiş insanımız var lakin dünyanın farklı yerlerinde çalışıyorlar. Bu adaların kalkınmasında çok faydalı olur” dedi. Ada sakini ve kent kurulu üyesi Kenan Yakut da, “Adalıların kültürel ve toplumsal faaliyetlerini yapabilecekleri bir alan yok. Heybeliada’da hastane ıstırabımız var. Burada biri kalp krizi geçirse ya da öteki bir rahatsızlık geçirse motorla karşıya götürmemiz çok güç. Makus hava şartlarında adalılar bu kadar yakınken sıhhat hizmeti alamıyor. 200 dönümlük içerisinde plajı, okulu ve salonları bulunan bir alanın adalıların muhtaçlıkları dururken diğer kurumlara tahsis edilmesi uygun değil” tabirlerini kullandı.

‘Hastanemiz yok’

Heybeliada’da 30 yıldır esnaf olan Cemal Tanrıkulu ise Heybeliada Sanatoryumu’nun kapatılmasının adalıların iktisadına büyük ziyan verdiğini belirtti. Eski günleri anlatan Tanrıkulu, “Oradaki bütün tabipler, hemşireler bizim müşterimizdi. Ada’da acil bir durum olsa müdahale edilecek hastane yok. O yüzden sanatoryum adalıların yararlanabileceği olağan bir hastaneye dönüştürülmeli” diye konuştu. Doğma büyüme adalı olan Uğur Tipken (83) ise sanatoryumun öğretim yeri olması gerektiıini söyledi. “Başımız sıkıştığında gidebileceğimiz bir yerdi” diyen Sabahattin Yıldırım, şunları söyledi:

“Adalılar için hastanenin burada olması hoştu. Başımız sıkıştığı vakit gidebileceğimiz bir yer vardı. Hem de hastasını ziyaret etmeye gelenlerin ada esnafına ekonomik katkısı oluyordu. Hastane gittikten sonra buraya gelen giden yok. Adalıların hastaneye gereksinimi olduğu halde orada atıl bir binanın olması bizi rahatsız ediyor. Küçük çaplı bir hastane yapılabilir, üniversite olabilir orası. Atatürk imzalı bir yerin atıl bir durumda bırakılmaması lazım.”