Özkan, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, İYİ Parti Genel Lideri Meral Akşener’i ziyaretine ait, “CHP Genel Lideri ve İYİ Parti Genel Lideri bir tepe düzenleyip, 2018 seçimlerinden bugüne daima ikişer, üçer ay ortayla gündeme getirdikleri seçim konusunu tekrar milletimizin önüne getirmişlerdir. Açıkçası karşıda duran ittifakın, Türkiye düşmanlarıyla ‘dostlarımız’ diyerek iktidar yoluna yürüdüklerini sav ederlerken, seçimi kazanacaklarına asla inanmıyorlar.” diye konuştu.

Global bir salgın ortamında toplumsal ömrün, ekonomik hayatın etkilendiği bir süreçte vatandaşların sıhhatini tehlikeye düşürecek, ekonomik ve toplumsal yapıyı bozacak bir seçim gündeminin neden getirildiğini soran Özkan, “Seçimi kazanacağından değil elbette. 10 yıldan beri 11 seçim kaybetmiş bir başkan tekrar yeniden seçim vaadi ile kamuoyunun önüne getirirken tek bir sıkıntısı var. O da milletimizi seçim süreçlerinden, iş dünyasının, yatırımcılarının kendi kabuğuna çekilme sürecini tetikleyerek sanki bir ekonomik resesyon hayata geçirebilir miyiz? Kederleri bu. Bunu başaramayacaksınız.” değerlendirmesinde bulundu.

“2023’te hak ettikleri karşılığı alacaklardır”

Cumhur İttifakı ile 2023’ün kutlu maksadına ulaşacaklarını lisana getiren Özkan, “2018 seçimlerinden sonra tam 6 sefer seçimi gündeme getirmiş olan bir ittifak, daima seçim isteyerek, milletimizi ekonomik olarak çok daha fazla bir darboğaza itme uğraşından diğer, ‘Dünya yıkılsın da bana bir koltuk verilsin’ anlayışından öteki hiçbir anlayışa sahip değildir. Bu kadar seçimi gündeme getirerek, milletimizi, daima kendi şahsi menfaatlerini öne çıkartarak bir darboğaza itme çabası içerisinde olanları milletimize şikayet ediyoruz. İnşallah 2023’te hak ettikleri karşılığı alacaklardır.” tabirini kullandı.

Salgının ortaya koyduğu ekonomik ezaları büsbütün bertaraf edeceklerini kaydeden Özkan, bu noktada milletin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve Cumhur İttifakı’na olan inancının tam olduğunu vurguladı.

Özkan, “Dolar kurunu mazeret edenlere söylüyorum” diyerek, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Dolar kurunun nereden nereye geldiğini soranlara söylüyorum, bakınız AK Parti’den evvel 19 yılda, yani 1983’ten 2002’ye kadar geçen müddette 83’te 220 lira olan dolar, 2002 yılında 1 milyon 680 bin liraya çıkmış. 6 bin 680 kat dolarda bir artış meydana gelmiş. 2002’den bugüne ulaşımda, sıhhatte, eğitimde, havacılıkta, her alanda yatırımlar yapmış, sanayi ülkesi haline gelmiş, 35 milyar dolarlık ihracatını 210 milyar doların üzerine çıkarmış bir Türkiye. Evet, dolardaki bedel kaybını tam bin kat aşağıya çekmek suretiyle 20 yıla baktığımızda yalnızca 6 kat bir artış kelam konusu. Demek oluyor ki ortada bir kazanım var. Demek oluyor ki ortada Türkiye’nin istikrarı kelam konusu.”

“Türkiye’nin yükselişi birilerini rahatsız edebilir”

Faizle çabayı sonuna kadar sürdüreceklerinin altını çizen Erdoğan, “Ekonomi ile ilgili kıymetlendirme yapmak isteyenlere soruyorum. Salgın öncesi ve sonrası periyot mukayese edildiğinde ihracat nereden nereye gelmiş? Ziraî hasıla 37 buçuk milyar dolardan 57 buçuk milyar dolara nasıl gelmiş? Sanayi üretiminde teknolojide, savunma endüstrisinde Türkiye nereden nereye gelmiş?” sorularını yöneltti.

TANAP, Nabucco, Bakü-Ceyhan, Tiflis, Türk Akım boru sınırlarıyla bütün Avrupa’nın güç çizgisinin Türkiye üzerinden geçmesiyle nasıl stratejik bir güç merkezi haline geldiğini belirten Özkan, “Türkiye’nin yükselişi birilerini rahatsız edebilir. Türkiye’nin yükselişi, dostları ile birlikte iktidara gelmek isteyenlere, bir koltuk umutları varsa o umutlarından da vazgeçmelerine neden olabilir. Lakin Türkiye güçlenmeye, milletimiz refahla buluşmaya ve 2023’ün o kutlu gayelerine ulaşmaya inşallah devam edeceğiz.” görüşünü paylaştı.

“Çıkıp helalleşme istiyorlar, hakkımızı helal etmiyoruz”

CHP Küme Başkanvekili Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik kelamlarına ait Özkan, şu yorumda bulundu:

“Geçmişi milletimizin kıymetleri ile hesaplaşmak olan, geçmişinde milletimizle daima hengame yürüten, demokrasiyi yüceltmek yerine tek parti periyodu uygulamalarıyla maalesef demokrasinin neşvünema bulmasına mahzur olmak isteyen fikrin, Cumhurbaşkanımıza hoş bir kelam söylemesini beklemezdik. Yeniden Türkiye düşmanlarını dostları olarak görmek suretiyle ‘Milletimize dayanarak iktidara geleceğiz’ anlayışını bir kenara bırakarak, ‘Dostlarımızla bir arada iktidara geleceğiz’ anlayışına sahip olanların, Cumhurbaşkanımıza iyi, güzel bir kelam etmelerini elbette beklemeyiz. Lakin Cumhurbaşkanımıza o hadsiz yakıştırmayı ileri sürenlere diyoruz ki diktatör kimdir? Diktatör, açık oy bilinmeyen sayım anlayışıyla sandıkların kapatıldığı, milletvekillerinin ve hükümetlerin belirlendiği periyoda denir. Atatürk’ün fotoğraflarını paradan, puldan ve duvardan indirenlere denir.”

AK Parti Küme Başkanvekili Özkan, “Bugün özgür, demokratik Türkiye’de Cumhurbaşkanımıza her türlü hakaret edip, ondan sonra da ‘Bu ülkede demokrasi, hukuk, özgürlük yoktur’ demek asla demokrasi, özgürlük beklentileri ile tevili kabil olmayan yaklaşımdır.” dedi.

Adnan Menderes, Turgut Özal, Necmettin Erbakan, Tansu Çiller’e ne yapılmışsa Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da aynısının yapıldığını anlatan Özkan, “Sonra da çıkıp helalleşme istiyorlar, hakkımızı helal etmiyoruz. Milletimizin hakkını, hukukunu da sonuna kadar sizlerden hesabını soracağımızı söz ediyorum.” diye konuştu.

“Parlamentoda Cumhur İttifakı olarak bizler güçlüyüz”

Demokrasi serüveninde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin, demokrasinin taçlandığı nokta olduğunun altını çizen Özkan, şöyle devam etti:

“Bu manada parlamentoda aslında AK Parti ve MHP, Cumhur İttifakı olarak bizler güçlüyüz. Bu manada parlamentonun iradesi de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni hayata geçiren siyasal anlayışın ve ittifakın iradesidir. Bütün siyasi partiler, ‘Acaba neden yüzde 70 oy alamıyorum’ diye yüzde 50 artı 1 değil, çok daha üstünü hedeflemeli ve milletimizi kucaklamak suretiyle AK Parti’nin ve Cumhur İttifakı’nın yaptığı üzere milletimizle gönül köprüleri kurma çabası içerisinde olmalıdır. Milletimizi kucaklayan anayasal modelimiz, milletimizin beklentilerini hayata geçirecek olan yüzde 50 artı 1 modeli, ülkemizin, milletimizin yarınlarını aydınlatacak ve 2023’ün kutlu gayesine Türkiye’yi, dünya milletleri ile çok daha güçlü bir halde rekabet edebileceği bir güçlü istikamete çok daha süratli ulaştıracağına inanıyoruz.”

Açık cezaevlerindeki mahkumların, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) müsaade müddetinin 30 Kasım’da sona ereceğinin hatırlatılması üzerine Özkan, “Şu anda görüşülmekte olan 5. Yargı Paketi de var. 5. Yargı Paketi’ne böylesi bir düzenlemenin koyulup, koyulamayacağı, koyulacaksa ne olacak, bu konuda rastgele bir sonlanmış çalışmamız yoktur. Bunun siyasi kararını verdiğimiz vakit siz değerli basın mensuplarıyla da bunu paylaşırız.” karşılığını verdi.