İkili cinayet, 9 Mayıs günü saat 22.00 sıralarında, Palandöken ilçesi Hüseyin Avni Ulaş Mahallesi’nde yaşandı. Taciz suçlamasıyla yargılanıp ceza alınca uzman çavuşluktan ihraç edilen evli ve 2 çocuk babası Mükremin Turan, bacanağını öldürmek için pusu kurdu. Turan, çiftin meskenlerinden çıkıp, 25 LE 192 plakalı arabalarına bindiği sırada evvel bacanağına akabinde da baldızı Hülya Özmen’e tabancayla ateş etti. Fatih Özmen, hadise yerinde eşi ise kaldırıldığı hastaneye ömrünü yitirdi. Gözaltına alınan Mükremin Turan, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Geçen yıl evlenen Hülya-Fatih Özmen çifti ise yan yana gözyaşları ortasında toprağa verildi.

2 DEFA AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET VERİLDİ

Erzurum 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılamanın 2 Ekim günü görülen karar duruşmasında, Mükremin Turan, ‘tasarlayarak insan öldürme’ kabahatinden 2 defa ağırlaştırılmış müebbet, ‘ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma yahut taşıma yahut bulundurma’ hatasından da 2 yıl 2 ay mahpus ve 1200 TL isimli para cezasına çarptırıldı. Karar sonrası Mükremin Turan, “Vatan sağ olsun” dedi.

‘SON NEFESLERİNİ KULLANIYORSUN DEĞERİNİ BİL’

Mahkeme verilen cezanın gerekçeli kararını açıkladı. 23 sayfalık gerekçeli kararda, Mükremin Turan’ın baldızı Hülya’yı 5, bacanağı Fatih Özmen’i 6 kurşunda öldürdüğü anlatıldı. Turan’a cinayet öncesi, eşi Fatma Turan’a şiddet uyguladığı ve yakınlarını öldürmekle tehdit ettiği için 1 ay uzaklaştırma kararı verildiği belirtilen gerekçeli kararda Mükremin Turan’ın eşine “Anneni, babanı, kardeşini öldüreceğim. Son nefeslerini kullanıyorsun değerini bil. Ailenden herkesi öldürüp yalnızca seni bırakarak bu acıyı yaşamanı sağlayacağım, soyunu kurutacağım” dediğine vurgu yapıldı.

‘ÇIPLAK ELLE DE ÖLDÜREBİLİRDİM’

Mükremin Turan’ın karar duruşmasındaki son savunması da gerekçeli kararda yer aldı. Kararda, Turan’ın cinayeti canavarca hisle işlemediğini öne sürerek, “Canavarca hisle öldürmüş olsam öteki öldüren bireyler üzere parçalayıp, kovaya koymam gerekirdi. Ben yalnızca ateş ederek vefata sebebiyet vermişim. Cesetler üzerinde bir oynamada bulunmadım. Canavarsa hisle adam öldürme kabahatini kabul etmiyorum. Ben devlet tarafından yetiştirilmiş eski bir özel harekatçıyım. İstesem onun bütün ailesini bir halde öldürürdüm. Hatta çıplak elle de öldürebilirdim. Silahımın 2 yedek şarjörü vardı. Vaka günü Fatih’i aradım, hal hatır sordum. Bana nerede olduğumu sordu. Olağanda sabah aksiyonu gerçekleştirecektim lakin kendisi bana ‘Neredesin, gelip seni alayım?’ deyince ben de bu yüzden işimi sabaha bırakmadım. Fatih’i otomobilin içinde görünce eşim Fatma’yı gerim, canlı olarak hadisesi duymasını istedim. Olağan bir formda sohbet etmeye başladım. Aracın yanına gittim. Fatih sürücü koltuğunda oturuyordu. Silahın ucuyla cama iki defa vurdum. Öteki elimle kapıyı açtım ve Fatih’in başına yanlışsız ateş ettim. Bu sırada Hülya başka kapıyı açarak araçtan atladı. Bir orta Hülya’nın aracına başka tarafından koşarak bana yanlışsız geldiğini gördüm. Hülya’nın çantasında bir şey olabilir diye düşünerek silahı Hülya’ya doğrulttum. Silahtaki mermileri saydım. En az 11 mermi attığımı anladım. Bu sırada bir polis memuru aradı, nerede olduğumu sordu. Ben polise ‘İkisi de mi öldü?’ diye sordum. Polis memuru bana yaralı olduklarını söyledi. Ben de ona ‘Attığım adam sağ kalmaz, bana doğruyu söyle’ dedim. Fatma’ya 32 bin TL’yi kan parası olarak gönderdim” dediği kaydedildi.

‘TASARLAYARAK ÖLDÜRDÜ’

Sanığın cinayeti tasarlayarak işlediği bildirilen gerekçeli kararda şu sözlere yer verildi:

“Sanığın, Fatih’i 6 el ateş ederek ve gaye alarak öldürdükten sonra tıpkı araçta bulunan Hülya’ya silahını doğrultması ardından kaçmaya çalışan Hülya’nın peşinden giderek evvel maktulün ön tarafından ateş ettiği ve maktul Hülya’nın otopsi raporundan anlaşılacağı üzere ön tarafta mermi giriş izlerinin bulunduğu, daha sonra kaçmaya çalıştığı anlaşılan ve sanıktan uzaklaşmak hedefiyle ardı dönük olan Hülya’ya ateş ederek otopsi raporundan anlaşılacağı üzere art taraftan mermi girişlerinin bulunduğu, bu formda maktul Hülya’nın hayatına son verdiği, tekrar her iki maktule karşı hareketin de birebir planın devamı niteliğinde olduğunu gösterir biçimde katılan Fatma’yı arayarak, her iki maktule daima biçimde ateş ederek öldürdüğü birlikte değerlendirildiğinde sanığın maktul Fatih’te olduğu üzere maktul Hülya’yı da tasarladığı plan dahilinde öncesinde ve hadise sırasında, sonrasında itidalli bir biçimde sebat ve ısrar gösterdiği karar kapsamında tasarlayarak öldürdüğü tarafında mahkememizce tam vicdani kanıya varılmış olup sanığın aksi istikametteki ceza indirimine yönelik olduğu anlaşılan savunmalarına prestij edilmemiştir.”