Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı öncülüğünde Tersane İstanbul’da hibrit olarak düzenlenen Türkiye Denizcilik Tepesi, sona erdi. 

Tepenin kapanış oturumunda konuşan Karaismailoğlu, Tersane İstanbul projesine ait bilgiler vererek, “Tersane İstanbul önümüzdeki yıl sonu prestijiyle etap etap hizmete girecek. Bittiği vakit müzeleri, tiyatro ve sinema salonları, toplumsal alanlarıyla burası İstanbul’a, Beyoğlu’na, Kasımpaşa’ya çok değer verecek pahalı bir alan.” diye konuştu. 

Karaismailoğlu, tersane vasfı taşıması ve denizle ilişkisi nedeniyle tepeyi düzenlemek için burayı tercih ettiklerini kaydederek, iştirakçilerden çok olumlu reaksiyon aldıklarını, burasının bittiğinde çok daha değerli bir yer olacağını anlattı. 

Tersane İstanbul’un bulunduğu bölgeyi Bakanlık olarak Türkiye’nin toplumsal yaşantısına ve iktisadına kazandırdıklarını lisana getiren Karaismailoğlu, “Ülkemize bedel katacak vizyon projelerini, gelip burada tartışmak bizim için de çok kıymetli.” diye konuştu. 

Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’nın yıl dönümü olan 1 Temmuz’da tepenin başladığını anımsatan Karaismailoğlu, tepe boyunca bölümün önde gelen akademisyenlerinin, temsilcilerin, iş adamlarının ve bürokratların daima birlikte yaptıkları işi değerlendirdiğini söyledi. 

Karaismailoğlu, “Zirve, Türkiye’nin denizcilik vizyonuna paha katacak. Fikirleri, görüşleri hepsini aldık, kaydettik. Onlar bize bir ödev, ders olarak önümüzde duracak. Önümüzdeki projelerimize kesinlikle katkısı olacak. Alışılmış bunlarla bitmiyor. Ekim ayının başında 7. Ulaştırma Şurası’nı yapıyoruz. Orada ulaşımın tüm metotlarını memleketler arası bir şurada tartışıp konuşacağız. Oraya da çok sıkı bir biçimde hazırlanıyoruz.” sözlerini kullandı. 

Denizcilik Doruğu’nun de bundan sonra klasik hale geleceğini lisana getiren Karaismailoğlu, bu çeşit tertiplerle bilim adamları, uzmanlar, üniversiteler ve tüm paydaşlarla Türkiye’nin önünü açacak projeleri daima birlikte tartışıp ortak akılla bu işleri yöneteceklerini bildirdi. 

“TÜRKİYE’NİN DÜNYA DENİZ TİCARETİNDE KELAM SAHİBİ OLMASI GEREKİYOR”

 Bakan Karaismailoğlu, Türkiye’nin ulaşımın tüm tiplerine yönelik önemli çalışmalar yaptığını ve projeler gerçekleştirdiğini belirterek, 19 yıldır ulaşımda çok sayıda mega projenin hayata geçirildiğini söyledi. 

Birinci etapta kara yolu yatırımlarına çok büyük tartı verildiğini, eksikliklerin tamamlandığını lisana getiren Karaismailoğlu, sonrasında havalimanları yatırımları sayesinde hava yolunun halkın yolu olduğunu vurguladı. 

Karaismailoğlu, raylı sistemlerde değerli bir atılım yapıldığını ve bu yatırımları artırarak sürdüreceklerini kaydederek, bunların hepsini entegre ederken denizciliği de unutmamak gerektiğini anlattı. 

Deniz ulaşımının ticaretteki değerine değinen Karaismailoğlu, Türkiye’nin bulunduğu merkezi pozisyonu göz önüne alıp Kanal İstanbul’u hayata geçireceklerini anlattı. 

Karaismailoğlu, şu anda dünyada deniz yoluyla taşınan yük ölçüsünün 12 milyar ton olduğunu kaydederek, kelamlarını şöyle sürdürdü: 

“Bunun 1,7 milyar tonu Karadeniz’de dolaşıyor. Lakin 2030’da bunun iki katına çıkması, dünyada 25 milyar tona, Karadeniz’de ve Karadeniz havzasında 3,5 milyar tona çıkması bekleniyor. Burada bugün bile şu an yaşadığımız çok önemli kasvetler var. 2030’a hazırlıklı olmamız gerekiyor. Karadeniz’deki 3,5 milyar tonluk ticaret hareketine kesinlikle İstanbul’dan taraf vermemiz gerekiyor. 25 milyar tona ulaşacak dünya ticaret hareketliliğinde Türkiye’nin ve İstanbul’un kelam sahibi olması gerekiyor. Onun için önemli projelerle hazırlıklı olmamız gerekiyor.”

Dünya ticaretinin yüzde 90’ının deniz yoluyla yapıldığını anımsatan Karaismailoğlu, İstanbul Boğazı’nda oluşacak yoğunluğa Kanal İstanbul ile hazır olmaları gerektiğini vurguladı. 

Boğazdan geçen gemi sayısı azalsa da taşınan yükün arttığını ve yapılan projeksiyonların gelecekte gemi sayılarının da artacağını gösterdiğini anlatan Karaismailoğlu, yoğunluk nedeniyle boğazda yapılmak istenen kültürel ve sportif etkinliklere de müsaade veremediklerini söyledi.

“SAZLIDERE’DEN KAYBOLACAK SUYUN ÇOK DAHA FAZLASINI İSTANBUL’A KAZANDIRACAĞIZ”

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu, Kanal İstanbul’un 45 kilometre uzunluğa sahip olacağını belirterek, “Şu anda yüzde 78’i doğal bir kanal. Başka kalan yüzde 22’lik kısımda da önemli bir toprak hareketi olacak.” dedi. 

Buradaki su kaynaklarının korunmasına ait yaptıkları bilimsel çalışmaları anlatan Karaismailoğlu, “Su kaynaklarıyla ilgili yaklaşık 30 bölümde 200’den fazla bilim adamıyla çalışmalar, fizibiliteler ve etütler yapıldı. Bu çalışmalar ve raporlar sonucunda biz bunları konuşuyoruz. Bu güzergah o çalışmalar sonunda tespit edildi. İşin uzmanları, bilim adamları çalıştı.” diye konuştu. 

Yapacakları üç yeni barajla Sazlıdere’den kaybedilecek su rezervinin çok daha fazlasını İstanbul’a kazandıracaklarını vurgulayan Karaismailoğlu, rastgele bir su eksikliği yaşanmayacağını anlattı. 

Karaismailoğlu, Kanal İstanbul’un sarsıntısı tetikleyeceğine ait savların hatırlatılması üzerine, şu yanıtı verdi: 

“Kanalın derinliği 20,75 metre. Çabucak yakınımızda Vezneciler metro istasyonu var 60 metre derinlikte. Bağcılar’da da metro istasyonu var o da yaklaşık 60 metre derinlikte. O vakit metrolar da yapılmasaydı. Yani binlerce metre aşağıdaki bir hareket ile Kanal İstanbul ortasında ilişki kurulması abesle iştigal. Aslında işin uzmanları, bilim adamları bunun zelzeleye hiçbir tesiri olmayacağına dair noktayı koydu.” 

Karaismailoğlu, Kanal İstanbul’un, savunma alanında ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne ait bir meşakkat oluşturmayacağını söyledi.

“KANAL İSTANBUL’UN 12 YILDA KENDİSİNİ FİNANSE EDECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ” 

Bakan Karaismailoğlu, Kanal İstanbul’un ne vakit biteceğine değinerek, “Bu yıl başlayıp 6 yıl içerisinde, bir yıl hazırlık 5 yıl da imalat olarak bitirmeyi hedefliyoruz.” sözünü kullandı. 

Kanal İstanbul’un finansmanına ve bu projeyle hangi ülkelerin ilgilendiğine ait soru üzerine Karaismailoğlu, şu açıklamalarda bulundu: 

“Buradaki 15 milyar dolar olarak söylediğimiz finansın genel bütçeye yük olmaması için alternatif gelir getirici işlerin planlamasını da bir taraftan yapıyoruz. Burada değerli ölçüde gemi geçişlerinden önemli bir gelir sağlanacak. Esas ana gelir kalemi bu olacak esasen. Bunun dışında burada, bilhassa Karadeniz kıyısında, çok kıymetli liman yatırımları olacak. Kanal İstanbul yatırımından sonra çok önemli bir biçimde yeniden burada bir liman imalatçısı olacak. Tekrar buna alternatif Karadeniz’de yapacağımız limanlardan da önemli gelir kaynakları gelecek. Ayrıyeten Kanal İstanbul rezerv alanı içerisinde yapacağımız gelir getirecek işler, yat limanları… Kendi ekosistemini üretecek bir Kanal İstanbul üretmeye çalışıyoruz. Buradaki gelir getirici işlerle birlikte hem kendi üretim finansmanını karşılayacak hem de daha sonra ülkemize gelir getirici çok değerli bir yatırım olacak. 

Dünya üzerindeki bu türlü büyük projede büyük bütün altyapı firmaları olmak istiyor. Onlar da bizlerle gelip proje hakkında bilgi alıp yeniden finans ve imal çalışmalarına hazırlanıyorlar. Süveyş Kanalı’nı ve öteki kanalları yapan dünyanın en büyük altyapı firmalarıyla görüşmelerimiz devam ediyor.” 

Karaismailoğlu, Kanal İstanbul’un 12 yıl içerisinde kendisini finanse edeceğini kaydederek, “Burada önemli bir toprak hareketi olacak, dediğim üzere. Lakin toprak hareketi İstanbul Havalimanı’ndan daha fazla değil.” diyerek kelamlarını noktaladı.