Varank, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesinin düzenlediği “Mühendislik ve Teknoloji Günleri” aktifliğine görüntü konferans metoduyla katıldı. 

Türkiye’nin yazacağı teknoloji tabanlı muvaffakiyet öyküsünün aktörünün gençler olacağını ve gençlerden beklentilerinin büyük olduğunu vurgulayan Varank, “Lütfen yiğit olun, teşebbüsçü bir ruha sahip olun, risk almaktan çekinmeyin, Ar-Ge yapmanın mantığını öğrenin, yenilikçilik en temel prensibiniz olsun. En kıymetlisi de amaçlarınız ve hayalleriniz olsun.” diye konuştu.

Varank, gençlerin ilham alabileceği örneklere de işaret ederek, Ipod’un mucidi Steve Jobs’un kızına “O saçma ‘walkman’ine ve tuğla üzere kasetlere katlanamıyorum. Cebine yüzlerce, binlerce müziği sığdıracağım.” dediğini ve bunu başardığını anlattı. Türkiye’den de bir muvaffakiyet öyküsü paylaşan Varank, şöyle konuştu:

“Youtube’da rahatlıkla bulabileceğiniz ve 2005 yılında kaydedilmiş bir görüntü var. Bu görüntüdeki genç, geliştirdikleri aracın uçuş demosuyla ilgili bir konuşma yapıyor. Konuşmasında o denli süslü, ağdalı cümleler yok lakin sarsılmaz bir irade var. Özetle şunu diyor: ‘Bu ve gibisi projeler desteklenirse bizim yapamayacağız hiçbir şey yok. Takviye verilirse 5 sene içinde bu alanda dünya önderi olabiliriz.’ Bu genci aslında biliyorsunuz. Bugün Irak’ta, Suriye’de, Libya’da ve Azerbaycan’da ülkemizin göğsünü kabartan Bayraktar TB2’nin mimarı Selçuk Bayraktar. İşte inandığınızda, yavuz olduğunuzda, teşebbüsçü bir ruha sahip olduğunuzda hayallerinizin bile ötesine geçebilirsiniz. Bir de ardınızda size inanan, güvenen, sizi destekleyen çelikten bir irade olunca, şurası tertiplerin kökten sarsıldığı gelişmelere vesile olabilirsiniz. Bakınız bir vakitler parasıyla dahi insansız hava aracı ithal edemeyen, alsak bile uçuramayan, bakımlarını yaptıramayan bir Türkiye vardı. Bugün tıpkı Türkiye’nin geliştirdiği SİHA’ların Avrupa semalarında süzüleceği bir devri yaşıyoruz.”

“GİRİŞİMCİ OLMAK İSTEYEN GENÇLER İÇİN BİÇİLMİŞ KAFTAN”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde başlatılan Ulusal Teknoloji Atağı vizyonunu anımsatan Varank, gençlerin geleceğine yönelik aktif ve verimli dayanaklar verdiklerini lisana getirdi. Varank, bunlardan birinin BİGG Programı olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Bu programla ‘Fikrim var’ diyen ve bu fikri muhakkak bir temel üzerine oturtan gençlerimizi uçtan uca destekliyoruz. Üç basamaklı bir programdan bahsediyoruz. Birinci etapta, üniversitelerimiz ve önde gelen şirketlerimiz liderliğinde sizleri iş hayatına yani girişimciliğe hazırlıyoruz. İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi de bu üniversitelerimiz ortasında yer alıyor. Mentorlarımız vasıtasıyla girişimcilik eğitimleri almanızı sağlıyoruz. Bu basamakta, fikirleriniz hayata geçirilebilir mi, ticarileşebilir mi, buna bakıyoruz. Şayet ikinci etaba geçebilirseniz, TÜBİTAK aracılığıyla 200 bin liraya kadar çekirdek sermaye sağlıyoruz ve birlikte bir yola koyuluyoruz. Son evrede ise hem ulusal hem de memleketler arası teşebbüs sermayesi fonlarından yatırım alabilmeniz için sizi destekliyoruz. Bakın bu program teşebbüsçü olmak isteyen gençlerimiz için biçilmiş kaftan. 2012’den bu yana bize başvuran 33 bini aşkın iş fikrinden 1519’u teknogirişim firması olarak yoluna devam ediyor. Şu anda, 31 Mayıs’a kadar müracaatlara açık bir davetimiz var. Ben bu çağrıyı bilhassa değerlendirmenizi istiyorum. Lütfen gelin BİGG Programı’mıza sizler de başvurun diyorum.”

Varank, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi bünyesinde bir teknopark kurduklarını ve Bakanlık olarak buraya bugüne kadar yaklaşık 25 milyon lira kaynak aktardıklarını söz ederek, teknoparkın açılışının eylül ayında gerçekleşeceğini bildirdi.

Gençlerin iş hayatı, Ar-Ge, inovasyon ve yıkıcı teknolojilerle erken periyotta tanışabilmesi için birçok dayanak programları bulunduğu bilgisini veren Varank, şöyle dedi:

“Stajyer Araştırmacı Burs Programı ile daha lisans düzeyinde olan gençlerimizin Ar-Ge projelerinde vazife almalarını sağladık. Bu gençlerimize her ay burs takviyesi sağlıyoruz. Bu üniversitemizden Ayşenur Orakçı isimli bir öğrencimiz de ‘küflerin genetik çeşitlilikleri’ üzerine yürütülen bir projede, Star Programı kapsamında destekleniyor. Sanayi Doktora Programı ile doktora düzeyindeki öğrencilerin endüstriyle erken buluşabilmelerine önayak oluyoruz. Bu sayede bugün 1162 doktora öğrencisi üniversite ve endüstrinin bir ortaya geldiği projelerde deneyim kazanıyor. Bu programı bitiren öğrencilerimiz işe başladığında kendilerine maaş dayanağı veriyoruz yani istihdamlarını da garanti altına almış oluyoruz. Milletlerarası Önder Araştırmacılar Programı’mız ile çok üst seviyede araştırmalar yapan Türk ve yabancı araştırmacıların aksine beyin göçüyle çalışmalarını ülkemize getirmesinin önünü açıyoruz. Bu programın da birinci davetiyle 21 ülkeden 127 başkan araştırmacıyı ülkemize kazandırdık. Harvard, Stanford üzere marka üniversitelerden, Apple, Amazon üzere yıldız şirketlerden ayrılıp bu araştırmacılarımız Türkiye’ye geldiler. Ayrıyeten verdiğimiz takviyeyle bu araştırmacılarımız kendi alanlarında Türkiye’de doktora öğrencileri yetiştiriyor.”

“GELECEK VADEDEN ARAŞTIRMACILARI ÜLKEMİZE KAZANDIRMAYI HEDEFLİYORUZ”

Varank, yurt içindeki araştırmacılara hak ettikleri kıymeti vermek için de Ulusal Önder Araştırmacılar Programı’nı devreye aldıklarını anımsatarak, “Bu program kapsamında da Türkiye’de ileri seviyede araştırmalar yapan 42 bilim insanımızı desteklemeye başladık. Tekrar Memleketler arası Genç Araştırmacılar isimli yeni bir programı daha hayata geçirdik. Bu program şimdi çok yeni. Burada da gelecek vadeden en az 100 genç araştırmacıyı ülkemize kazandırmayı hedefliyoruz.” dedi.

Saydığı 5-6 dayanak programına rağmen İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesinden yalnızca Star Bursu’ndan faydalanan tek bir genç olduğuna dikkati çeken Varank, şu değerlendirmede bulundu:

“Ben buradan üniversite idaremize bir davette bulunmak istiyorum, lütfen bu dayanaklarımızı çok sıkı takip edin, hocalarımıza bu dayanaklarımızdan bahsedin. Şayet biz size iletimizi ulaştırmakta zorlanıyorsak biz gerekli önlemleri alalım. Sanayi Doktora Programı’nda, hem Milletlerarası hem Ulusal Önder Araştırmacılar programlarında bu üniversitenin müracaatlarını görmeyi ve faydalanmalarını istiyorum. Neden milletlerarası bir başkan araştırmacı projeyle bu üniversiteye gelmesin? Biz burada kaynaklarımızı sonuna kadar size tahsis etmeye hazırız. Sizden de bu manada çaba bekliyoruz.”

Teknoloji çalışmalarının bilhassa gençler ortasında yaygınlaşması için T3 Vakfı ile bir arada TEKNOFEST’i düzenlediklerini hatırlatan Varank, “Orada, roketlerinin başında yorgunluktan uyuyakalmış, saatlerce projesinin başından ayrılmamış, yemek yemeyi dahi unutmuş gençleri görüyorum. O vakit bir sefer daha görüyor ve inanıyorum ki Türkiye’nin geleceği bugünlerden çok daha aydınlık, çok daha umut verici olacak. TEKNOFEST’i bu sene inşallah 21-26 Eylül’de İstanbul’da gerçekleştireceğiz.” diye konuştu.

“DİĞER ÜLKELERLE FARKI KAPATIP, ONLARI GEÇMEMİZ GEREKİYOR”

Varank, Türkiye’nin bulunduğu coğrafyanın zorluklarına dikkati çekerek, “O yüzden bizim daha akıllı davranmamız, daha atik olmamız, öteki ülkelerle aramızdaki farkı kapatıp onları geçmemiz gerekiyor. Haklı olmak yetmiyor, güçlü de olmalıyız. İşte savunma endüstrimizdeki muvaffakiyet kıssasını hepiniz biliyorsunuz. Yerli ve ulusal imkanlarla bu ülkenin savunmasına yaptığımız yatırım, gelecek kuşaklara huzur içinde yaşayabilecekleri bir vatanı bırakmanın yatırımıdır. İşte bu vizyonla Sayın Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde yüzde 25 olan yerlilik oranlarını yüzde 70’lere taşımayı başardık. MİLGEM’imizle, HÜRKUŞ’umuzla, KİRPİ’mizle, SOM füzemizle,Yüksek Güçlü Lazer Silahı’mızla kıymetli uzaklıklar katettik. Her gün dünyanın önde gelen yayın kuruluşlarında, hakkında yeni bir makale yayımlanan SİHA’larımızla hürmet duyulan bir ülke haline geldik.” tabirlerini kullandı.

Elektrikli ve otonom araçlara yönelerek Türkiye’nin Otomobili’ni milletin beğenisine sunduklarını hatırlatan Varank, şunları kaydetti:

“Fikri mülkiyet haklarının yüzde 100’ü Türkiye’ye ilişkin olan bir Türk markasından bahsediyoruz. 2022 yılının sonunda inşallah aracımız banttan inecek. Elektrikli araçların en kritik teknolojisi olan bataryayı da inşallah Gemlik’teki tesislerde üreteceğiz. Bilişim Vadisi’ndeki TOGG mühendisleri Ar-Ge ve tasarım çalışmalarını sürdürüyor. TOGG bir arabadan çok otonom bir hayat alanı olacak. İnternete bağlı olan her şeyle irtibat halinde olabilecek. Hasebiyle yeni iş fikirlerinin çıkmasına da öncülük edecek. Ben sizin üzere genç mühendislerimizin, mobilite ekosisteminde de birçok yenilikçi iş modelini ortaya çıkaracak kabiliyetlere sahip olduğunu biliyorum. Bu alanı bir fırsat alanı olarak görmenizi de size bilhassa tavsiye ediyorum.”