Sultangazi’de 24 Ağustos 2019’da iki küme ortasında çıkan arbedede fırlatılan makas, parka gitmek üzere olan Ezel Erdem’in boynuna saplandı. Fazilet, boynundan aşağısı tutmayacak formda felç oldu. Olaydan üç gün sonra tutuklanan Ümit Gök hakkında “Olası kast ile yaralama” kabahatinden 7 yıl 6 aya kadar mahpus istemiyle dava açıldı. Gaziosmanpaşa 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 12 Kasım 2019 tarihindeki birinci duruşmada tutuklu sanık Ümit Gök, çıkan tartışmada annesinin ve babasının darp edildiğini görünce kızgınlıkla makası fırlattığını, makasın mağdur çocuğa nasıl isabet ettiğini bilmediğini öne sürdü. Mahkeme de sanık Ümit Gök’ün isimli denetim talebiyle tahliyesine karar verdi. Sanık Gök, 5 Mart 2020 tarihindeki ikinci duruşmada ise Fazilet ailesinin talebiyle yine tutuklandı.

OCAK AYINDA YİNE TAHLİYE EDİLDİ

Lakin sanık Ümit Gök, mahkeme tarafından tutukluluğu gözden geçirme incelemesinin yapıldığı 12 Ocak 2021 tarihinde yine tahliye edildi. Kararda, sanığın toplam 11 aydır tutuklu bulunduğu, ağır ceza mahkemesinin vazifesine girmeyen işlerde tutukluluk müddetinin en çok 1 yıl olabileceği, tutukluluk mühletinin uzatılması gerektiren zarurî halin bulunmadığı gerekçesiyle yurt dışına çıkış yasağı ve imza kuralıyla tahliyesine karar verildiği belirtildi. Sanık tahliye edildikten sonra da avukatıyla dilekçe sunarak bu kere askerlik yapacağı gerekçesiyle hakkındaki isimli denetimin kaldırılmasını talep etti. Bu talebi de kabul eden ve 2 Şubat’ta re’sen celse açan mahkeme, sanık hakkında imza atma halindeki isimli denetimin de kaldırılmasına hükmetti. Sanık Ümit Gök hakkındaki yurt dışına çıkış yasağının ise devamına karar verildi. Davada, Ezel Erdem’in sıhhat durumuna ait İsimli Tıp Kurumu’ndan kesin raporun gelmesi sonrasında karar çıkması bekleniyor.

AİLE TAHLİYE KARARINA REAKSİYONLU

Birinci celse sonrasındaki duruşmaları takip edemeyen Fazilet ailesi, sanğın 5 ay evvel tahliye edildiğini şimdi öğrendi. 12 yaşındayken parka gittiği sırada boynuna makas saplandığını, bu nedenle ömür uzunluğu yürüyemeceğini söyleyen Ezel ile onun her gereksinimini tek başına karşılayan annesi Yadigar Fazilet ise tahliye kararına yansılı. Tahliyeyi duyduğu günden beri ağlamaktan gözyaşının kuruduğunu söyleyen Ezel, “Duş alırken uzanıyorum, küçük bebeği uzatır üzere. Her işimi annem yapıyor. Günde o kadar çok ilaç içiyorum ki artık dayanamayıp intihar etmeye kalkıştım. Hür kaldığını vakit hudut krizi geçirdim. Çok zorlanıyorum artık. Bunları yapan kişi nasıl hür kalıyor. Nasıl bir vicdan, nasıl bir adalet. Ben hür kalmasını istemiyorum. Hatta ömür uzunluğu mahpusta kalmasını istiyorum. Ben nasıl bu dört duvar ortasında kalıyorsam onların da kalmasını istiyorum. Benim ayaklarım hiçbir işe yaramıyor. Çocuklar oynarken ben onları izliyorum. Ne kadar zoruma gittiğini kimse anlayamaz. Doktora gidiyorum, her şey bana o kadar olumsuz geliyor ki. Bu ayın sonunda yeniden ameliyat olacağım. Ayaklarım hareket ediyor bizatihi. Az kalsın düşüyordum. Buradan aşağısı tutmuyor (göğüs bölgesini gösteriyor) kollarımı hissetmemeye başlıyorum. Fiziğe gidiyorum geliyorum hiçbir işe yaramıyor. Adalet istiyorum, ömür uzunluğu tutuklu kalmasını istiyorum. Herkes geziyor, konutta mağdur olan ben oluyorum” dedi.

‘HİÇ ARKADAŞIM YOK’

Geceleri hayalinde eli makaslı bireyleri gördüğünü, bu haliyle meyyitten bir farkı olmadığını da belirten Ezel, “Önceden yürürken top oynardık ip atlardık arkadaşlarımla artık hiç arkadaşım yok. Oynayamıyorum, kalkamıyorum, tekerlekli sandalyeye bağlıyım. Ayağa kalkmak istiyorum. Dünden beri ağladığım için gözyaşlarım akmıyor bile” dedi. Ezel en büyük hayalinin ise “Kimsenin kucağında olmadan dışarı çıkabilmek, okula gidebilmek, istediği vakit dışarı çıkmak ve yapan kişinin tutuklanması” olduğunu söyledi.

‘ADALET YERİNİ BULSUN’

Anne Yadigar Fazilet, ise sanığın özgür kaldığını öğrendiğinden beri meyyit olduğunu söyleyerek “Cumhurbaşkanına olsun, yetkili şahıslara olsun herkese sesleniyorum. Siz konuta gidince çocuklarınıza bakabiliyor musunuz? Siz çocuklarınızı sevebiliyor musunuz? Ben sevemiyorum şahsen. Ezel’i yatağa mahkum görünce dünyam yıkılıyor. Ezel’in her şeyi bende, ayakları da benim, kolları da benim, banyosu da benim, bütün ilaçları da benim. Her türlü muhtaçlığını karşılıyorum. Ben adalet istiyorum. Ezel’i kucağımda taşıyorum. Asansörlü bina aradım, gücüm yetmedi. Asansörsüz binada Ezel’i kucağımda bir bebek üzere taşıyorum. O çocuğun hür kalmasını istemiyorum. Adalet yerini bulsun” dedi.

İki çocuk annesi olan Yadigar Fazilet, Ezel’in durumu nedeniyle küçük kızıyla ilgilenemediğini, eşiyle farklı oldukları için tüm zorluklarla tek başına göğüs görmeye çalıştığını söz etti. Sanık Ümit Gök’ün özgür kalmasının akabinde tüm yaşama gücünü kaybettiğini de söyleyen Fazilet, “Ezel’in hiçbir masrafını hakikat dürüst karşılayamıyorum. Asansör yok, kucağımda merdivenden çıkarıyorum. Gücüm yetmiyor, bezini mi başka alayım ilaçlarını mı? Dışarıda olması beni öldürüyor. Şu anda ben de kızım da ölüyüz. Bir devletin verdiği maaş bakıcı maaşı, engelli maaşı. 500 TL engelli maaşı, bu ay 600 TL oldu. Onunla hangisine yeteceğim, hangi gereksinimini karşılayacağım. O kişinin hür, elini kolunu sallayarak dolaşmasını istemiyorum. Biz mağdur olduk, bu kişinin de mağdur olmasını istiyorum” diye konuştu.