Mert İnan – İstanbul Aksaray’da bulunan tarihi Cerrahpaşa Camii, İstanbul kıymetli yapısal miraslarının başında bulunuyor. 1594’te Cerrah Mehmed Paşa’nın isteğiyle Mimar Davud Ağa tarafından inşa edilen caminin avlu ve bahçe kısmı, uzun vakittir adeta depo alanı üzere kullanılırken, ortaya çıkan imajlar, caminin ziyaretçilerini rahatsız ediyor.

TARİHE SAYGISIZLIK

Tarihi yapının bahçe kısmındaki manzaralar ibadethaneye saygısızlığı gözler önüne sermeye yeterken, bahtına terk edilen avlu ve bahçe kısmında itinasız bırakılmış materyaller, su tankı ve duvarlara monte edilmiş klima motorlarının makûs imajı de dikkatlerden kaçmıyor. Cami şadırvanının yanında, hala aktif bir kuyusu mevcut bulunan tarihi ibadethanenin güney kısmında ise içi toprakla dolu bulunan bir su (yangın havuzu) deposu bulunuyor.

2006 yılında onarıma alınan mescitteki çalışmalar 2007’nin sonuna hakikat tamamlanırken, kimler tarafından bırakıldığı muhakkak olmayan hurda eşyaların dört aydan fazla müddettir bahçe ve avlu kısmında olduğunu şahsen yerinde gözlemledik. Bir kısmın adeta ardiye alanı olarak kullanılan caminin dışındaki merdiven, dolap, sandalye ve eşyaların ne vakit kaldırılacağı belirsizliğini korurken, “Böyle bir görüntü” kabul edilemez diyen Mimari Onarım Kültür Varlıklar Müdafaa Derneği Lideri Serhat Şahin, tenkitlerini şöyle sıraladı:

İMAM NEDEN İLGİLENMİYOR?

“İstanbul’un merkezinde 16’ıncı yüzyıldan kalma bir ibadethanenin bu halde kullanılması sahiden hüzün verici bir durum. İmajlar içler acısı. Bu cins tarihi ibadethane yahut yapıtlarda vazife yapan şahısların sıkıntıya ciddiyetle eğilmesi gerekir. Kelam konusu caminin imamı neden gereken ihtimamı göstermez. Vatandaşlarımız da tarihi eserlerimize sahip çıkmıyor. Tarihimizle övünüyoruz lakin bize miras kalan tarihi yapıtlara gereken ihtimamı göstermiyoruz. Ne olur artık hassas olalım. Gerekli merciler de sıkı kontroller yaparak yapıtları muhafaza altına almalı.” 

BİRTAKIM BİNALARI YOK OLDU

Tarihi kayıt ve kaynaklarda Aksaray Mahallesi Cerrahpaşa Camii Sokak’da bulunan tarihi ibadethanenin iç ve dış yerinin toplam 3 bin 360 metrekare olduğu bilgisi yer alıyor. İstanbul’un yedi zirvesinden birinin üzerine kurulmuş bir külliye kabul edilen tarihi ibadethanenin vakitle birtakım binaları yok olduğundan günümüzde yalnız cami ve müştemilatı kalmış durumda. Mimar Sinan’dan sonra mimarbaşı olan Davud Ağa tarafından yapılan tarihi yapı, 2006-2007 devrinden evvel de, 1892, 1958, 1960, 1979 yıllarında birtakım tadilat ve tamirlerden geçirildi.