Gizem Çetimen Genç sanatçı Yonca Tabakoğlu, gezginlik hayalini fotoğraf sanatıyla birleştirerek Türkiye’deki pek çok kentin sokaklarına imzasını bırakıyor. Yedi yaşındayken fotoğraf yapmaya başladığını söyleyen Tabakoğlu, projesini “Gezginlik ve resmi birleştirme fikri daha fazla insan tanıma fırsatı, daha fazla keşif yapmak ve daha farklı pozisyonlarda imzamı bırakma fikriyle başladı. Yeni beşerler, yeni yerler daima yeni öykülere dönüşüyor ve beni büyütüyor” diye anlatıyor. Şu vakte kadar Türkiye’de birçok yerde çalışma fırsatı bulan sanatçı, başta İstanbul olmak üzere  Ankara, Aydın, İzmir, Kuşadası, Bodrum, Kapadokya, Sakarya, Samsun, Bolu ve Bursa üzere kentlerde çalışmalarını sürdürmüş. Sanatçı, ekseriyetle meskenlere, ofislere, restoranlara, tarihi dokuya sahip yerlere, butik kafelere ve otellere fotoğraflarını yapıyor. Kendisi için öyküsü ve tarihi olan kentlerin her vakit daha özel olduğunu ve buralarda yaptığı projelerin kendini iyi hissettirdiğini söylüyor.

Kültür armonisi

Tabakoğlu için sokak sanatı, çok kapsamlı bir dünya. Sanatçı, bu sanatın içinde pek çok kültür barındırdığını ve bu kültürlerin armoni oluşturduğunu söylüyor. Genç sanatçı, “Bu sanatın, yapan insanların için kendini gerçekleştirme, iç dünyalarını söz etme aracı olduğunu söyleyebiliriz. Sabit bir yere bağlı kalmamak, özgür ve sınırsız hissetmek işimizin en değerli modülü. Çok keyifli gözükse de zorluklarını göz önünde bulundurup ne kadar zahmetli ve uğraştırıcı bir iş olduğunu tekrar lisana getirmek istiyorum. Maalesef ülkemizde bu kıymetler için bir farkındalık yok” diyor. Tabakoğlu’na nazaran işin sokak sanatı olarak bilinen yanı yalnızca buzdağının görünen bir kısmı. Sanatçı, bu sanatı yaparken çok önemli bir disiplin, çalışma, mental ahenk, motivasyon ve teknik bilgi gerektiğinin altını çiziyor. Tabakoğlu, “Arka planda yağlı boya tuvaller, niş çizimler, duvar konsept dizaynları, butik dijital siparişler de oluyor. Ancak ben en çok sokaklarda, duvarlarda çalışırken kendimi özgür hissediyorum. İnsanlara kendimizi ve mesleğimizi tanıtmak için sokaklar eksiksiz bir fırsat. Yüzlerce insanın sizi tanımadan size tanıklık etmesi, kıymet biçilmez eşsiz bir duygu” dedi. Sanatçı, başta yine İstanbul, Kapadokya ve İzmir olmak üzere tüm kentlere imzasını atıp hoş izler bırakmak istediğini de kelamlarına ekliyor. Ayrıyeten Tabakoğlu, İtalya’da sokak sanatı üzerine yenilikçi çalışmalar yapma maksadı ve hazırlıklarının olduğunu paylaşıyor.