Türkiye Tabiatını Müdafaa Derneği bilim danışmanı ve emekli akademisyen Dr. Erol Kesici, Göller Yöresi’nde yaptığı bilimsel çalışmalarda, başta ziraî sulamalar olmak üzere, çok su alımı, kirlilik, global ısınma üzere pek çok nedenle göller ve sulak alanların süratle kuruduğuna dikkat çekti. En kıymetli araştırma hususlarından birinin de Eğirdir Gölü olduğunu aktaran Dr. Erol Kesici, gölde suların çekilmesiyle ortaya çıkan milyonlarca yıllık fosil adacıklara işaret etti.

MİLYONLARCA YIL EVVEL OLUŞTU

Türkiye’de doğal göllerin en hoş temsilcilerinden birinin milyonlarca yıl evvel oluşan Eğirdir Gölü olduğunu anlatan Dr. Kesici, “Gölün meydana gelişi, yeryüzü hareketleri ve biçim değiştirmeleri kırılma, kıvrımlanma ve yarılma vakalarının meydana geldiği Üçüncü Jeolojik Vakittir (Tersiyer- Miyosen). O periyotta, Toros Dağlarının oluşumu sırasında ortaya çıkan büyük çukurlar vakitle kısmen dolarak göllerin meydana geldiği bilinmektedir” dedi.

SU DÜZEYİ 4 METREYE KADAR DÜŞTÜ

Son üç yıl içerisinde başta ziraî sulama olmak üzere çok su alımının gölün su düzeyini ortalama 4 metreye kadar düşürdüğünü açıklayan Dr. Kesici, kıyılarında ise 10 metreden 120 metreye ulaşan kuruyan alanlar oluştuğunu söyledi. Dr. Kesici, bu nedenle gölün birtakım bölümlerinde milyonlarca yıl evvel meydana gelen ve gölün çanak yapısını oluşturan tektonik kaynaklı kayaçlar ve fosil yapıların ortaya çıktığını lisana getirdi.

TABİATIN HEYKELTIRAŞLIĞI

Dr. Kesici, gölün çekilen alanlarında ortaya çıkan kayaçlar ve küçük adacıkların, milyonlarca yıl boyunca tabiatın heykeltıraşlığıyla eşsiz görünüm almalarının yanı sıra, bilimsel ve tarihi bedel içeren bir görünüm oluşturduğunu söyledi. Çekilen kıyılardaki taşılların, bitki ya da hayvanın, gölün oluşumundan ve jeolojik çağlardan bu yana meydana gelen fosil izleri taşıdığını kaydeden Dr. Kesici, “Bu izler yeryüzünde yaşamış ve yaşamakta olan canlılarla, kayaçlarla ilgili bilgi veren çok kıymetli kaynaklardır. Adeta vakitte seyahatin izlerini taşımaktalar” dedi. 

KESİNLİKLE KORUNMALI

Bu tarihi kaynakların kesinlikle müdafaa altına alınması ve işgal edilmemesi ihtarında bulunan Dr. Kesici, göllerde suların çekilmesiyle oluşan karasal kayalık alanların tarım-yapılaşma üzere nedenlerle doğal yapısının tahribata uğramasının, göl ekosistemine ilişkin göl bilimi, ekolojik, biyolojik çeşitlilik ve jeolojik dokümanın kaybolmasına sebep olduğunu açıkladı. Dr. Kesici, “Doğada nadir bulunan, birçok sefer görsel hoşluğu olan doğal oluşumlu göllerimizin kıyılarının işgali, doğal çeşitlilik özelliklerinin bozulması, yok olması, aslında yerkürenin geçmişine ilişkin evrak ve fosil kayıtlarının yok olması demektir” dedi.

DOĞAL MÜZE OLARAK KALMALI

Eğirdir Gölü’nde ortaya çıkan kayaçların da doğal müze olarak kalması, geleceğe doğal haliyle taşınmasının çok değerli olduğunu lisana getiren Dr. Kesici, “Biyolojik ve jeolojik çeşitlilik ve zenginliklerini oluşturan, ender, kırılgan, tehlikeye maruz yahut kaybolmaya yüz tutmuş ekosistemler olması nedenleriyle de çok hassas bir yapıya sahiptir. Milyonlarca yıllık kayaçların tekrar göl sularının içerisinde korunması gerekir. Bunun da tahlili, gölün doğal su düzeyinin geri kazandırılmasıdır. Gölün kurumasının önlenmesidir” diye konuştu.