Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (ESAM) tarafından Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nde düzenlenen 4. Memleketler arası Necmettin Erbakan ve Ulusal Görüş Sempozyumu’na görüntü bildiri gönderdi.

“Erbakan’la yol yürümüş; davaya aşkla hizmet etmiş Ulusal Görüş hareketinin tüm çınarlarını rahmetle yad eden” Erdoğan, Erbakan’ın aziz anısına sahip çıkan ESAM’a, ESAM Lideri Recai Kutan’a, ESAM çatısı altında büyük ve güçlü Türkiye mefkuresine gönül verenlere teşekkür etti.

Büyük dava adamları ile gönül ve fikir insanlarının, gökteki yıldızlar üzere olduğunu söz eden Erdoğan, “Onlar; aydınlık yüzleriyle yolumuzu aydınlatan birer şimal yıldızı; hak davanın, ülkeye ve millete hizmet davasının birer sancaktarıdır” diye konuştu. Uzun yıllar kendisiyle siyaset yaptığı merhum Erbakan’ın işte bu türlü abidevi ve çok istikametli bir insan olduğunu lisana getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

‘Vatanına âşıktı’

“Rahmetli Hocamız, 85 yıllık çileli ömrünü öğrenmeye, öğretmeye, hizmete, bu ülkenin ufkunu açmaya adamış büyük bir münevverdi. Siyasetteki çabasının öncesinde akademideki bilhassa mühendislik alanındaki üstün başarılarıyla temayüz etmiş gerçek bir bilim adamıydı… Türkiye’nin endüstrileşmesine ömrünü vakfeden Hocamız, traktör ışığında fabrika temelleri atacak kadar vatanına âşık bir görev insanıydı. O, ömrü boyunca daima rüzgara karşı yürümesine karşın, hiçbir vakit yılmadı; yılgınlığa ve ümitsizliğe asla kapılmadı… Ülkeyi esir alan, milletin kıt kaynaklarını adeta yurt dışına peşkeş çeken ‘montaj sanayi’ yerine, ‘ağır sanayi’ atılımını savunmuştur. Erbakan Hocamızın, Kıbrıs Barış Harekâtı’ndaki rolü ise tarihimize altın harflerle yazılmış bir öteki değerli başarısıdır. Kurduğu 5 partinin 4’ü kapatılmasına karşın, o her vakit siyaseti, siyasetin imkanlarını savunmuş; sokağa ve şiddete asla prim vermemiştir. Merhum Erbakan, şahsen kendi sözüyle ‘Batıl bir davada tepe olmaktansa, hak olan davada zerre olmayı’ tercih etmiştir.”

‘Gerçeğe dönüştürdük’

Erbakan’ın birileri tarafından hayalperest olarak nitelense de savlarından ve amaçlarından hiçbir vakit vazgeçmediğini ve davasına son nefesine kadar sahip çıktığını belirten Erdoğan, “Büyük bir memnuniyetle tabir etmek isterim ki; Merhum Erbakan’ın hayalini kurduğu, uğruna ömrünü adadığı, zahmet çektiği ülkülerinin değerli bir kısmını hamdolsun son 19 yılda gerçeğe dönüştürdük” tabirlerini kullandı.

Erdoğan, hayata geçirdikleri bu ülküleri şöyle sıraladı: “28 Şubat periyodunun evlatlarımızı maruz bıraktığı adaletsizlikleri ortadan kaldırarak, kılık-kıyafet üzerindeki yasaklara son verdik. İmam Hatip okullarının kapısına vurulan prangaları parçalayıp attık. Milletin üniversitelerini hiçbir ayrım yapmadan milletimizin evlatlarının tamamına açtık. Erbakan’ın ulusal iradenin egemenliğinde vazgeçilmez gördüğü Başkanlık sistemini, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ülkemize kazandırdık. 86 yıllık mahzunluğun akabinde Sultan Fatih’in emaneti olan Ayasofya’yı tekrar ibadete açarak mümin gönüllerle buluşturduk. Büyük Çamlıca Camisi’nin yanı sıra Taksim Camisi’ni de inşa ederek İstanbul’umuzun kadim kimliğini daha da güçlendirdik. Savunma endüstrinde bilhassa Türkiye’yi kendi silahını, kendi gemisini, kendi topunu, kendi insansız hava araçlarını üreten, bunları ihraç eden bir ülke pozisyonuna getirdik. Filistin ve Kudüs sorunu başta olmak üzere İslam dünyasının kanayan yaralarına sürekli merhem olmaya çalıştık. Karşımızda kim olursa olsun hakkı haykırmakta ve adaleti savunmakta hiçbir vakit çekinmedik. Ulaşımdan sıhhate, adaletten emniyete, tarımdan güce, dış siyasetten hak ve özgürlüklere, her alanda Türkiye’yi tarihinin en iyi düzeylerine taşıdık. Erbakan’ın daima hayali olan büyük, güçlü, müreffeh başkan Türkiye’yi kurana kadar durmayacağız, 94 ruhu ve 2053 vizyonu ile çalışmaya devam edeceğiz.”