Cihat Aslan / İstanbul

İstanbul Pendik’te ikamet eden Ş.K.A. isimli bayan geçen ağustos ayında tatil yaptığı 142 dairelik yazlık sitesinin ortak kullanım açık yüzme havuzuna girmeye çalıştı. Fakat site idaresi tarafından havuza girme kuralları ortasına ‘Haşema ile havuza girilmez’ ibaresinin eklendiğini gördü. Bunun üzerine site idaresiyle irtibata geçmeye çalışan Ş.K.A., bu yasağın din, vicdan ve kanaat hürriyetini engellediğini ve inanç temelinde ayrımcılık oluşturduğunu tabir etti. Kuralın düzeltilmesi için noterden ihtarname de çeken Ş.K.A., talebine karşılık alamayınca, 21 Ağustos’ta Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na (TİHEK) başvurdu.

‘Kat malikleri kararı’

TİHEK, müracaat sonrası site idaresinden görüş talep etti. İdarenin karşılığında, “15 Aralık 2013 yılındaki toplantısında gündem unsurlarından olan “Havuz Kurallarının Belirlenmesi ve Onaylanmasının” toplantıda bulunan kat maliklerinin de görüşü alınarak karara bağlandı ve imzalanarak tutanak altına alındı. Kat malikleri konseyi kararı katılaştı, toplantı esnasında kelam konusu karara rastgele bir itiraz yahut şerh düşülmedi. Toplantı tutanağı da tüm kat maliklerine bildirim edildi. Yasal müddetler içerisinde rastgele bir şikâyet ve itirazda bulunulmadı. Karar, kat malikleri tarafından alındı. Kelam konusu incelemenin tüm kat maliklerine (142 kat maliki) yöneltilerek sonuçlandırılması gerekiyor” sözlerine yer verildi.

‘Özgürlüğe müdahale’

Bu cevap sonrası başvuruyu kıymetlendirerek karara bağlayan TİHEK, şu tespitlerde bulundu; “Kat malikleri heyeti kararlarının, kanunun emredici kararlarına ve kişilik haklarına muhalif olamayacağı ve ana taşınmazın idaresinin de kanunların emredici kararlarına alışılmamış olamayacağı konularının altını çizmek gerekir. Ayrıyeten yürürlükteki mevzuatta havuza tam tesettürlü mayo ile girilemeyeceğini açıkça yasaklayan rastgele bir karar bulunmamaktadır. Din ve vicdan özgürlüğü, din ve inancın uygulanması, dinin gereklerine nazaran dine has kıyafetler giyilmesini, inanılan inancın geleneklerine uyulmasını kapsar.

‘İnanç’ ayrımcılığı

Sonuç olarak müracaat evrakındaki konular bir ortada değerlendirildiğinde, kat malikleri konseyi kararının ayrımcılık yasağına ters davrandığı, başvuranın inancı nedeniyle hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden karşılaştırılabilir durumdakilere kıyasla eşit bir halde yararlanamadığı tespit edildi. ‘İnanç’ temelinde ayrımcı muamelenin beden bulduğu kanaatine varılarak muhatap hakkında 7 bin TL idari para cezası uygulanmasına karar verilmiştir.”