Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi poliklinik kısmında 28 Mayıs günü asistan Hekim Ertan İskender, hastası Bayram Nargüner tarafından bıçaklandı. Sırtının sağ kısmı ve sağ elinden yaralanan İskender, ameliyata alındı. Yaklaşık 4,5 saat süren ameliyatın akabinde Erdat İskender’in tedavisi sürüyor. Sıhhat durumu iyiyi giden İskender, tedavi sürecinde kritik olan 5’inci günü geride bıraktığını söyledi.

Evli ve 1 çocuk babası İskender, sağ yüzük ve orta parmağından birinin uç kısmı, oburunun tendomlarının kesildiğini belirterek, “Aslında bel bölgemdeki yaralanma çok daha kıymetliydi. Dün ameliyat öncesi o bölgenin durumunu tabip arkadaşımla inceledim. Hakikaten Allah korumuş. Felç de kalabilirdim. Hayatım değişik bir yere gidebilirdi. Yaklaşık 8-9 santim bir derinliğe kadar gidiyor bıçak. Tam omurgaya isabet etmiş. 1 santimetre daha altında olsaydı hudut köküne isabet ediyordu. O vakit felç olabilirdim” diye konuştu.

‘ÇOK EMEK VERİLEN BİR HASTAYDI’

İskender, kendisini bıçaklayan hastasına çok emek verdiğini anlatarak, “Hastanın ayağının üzerinden araç geçmişti. Uyguladığımız tedaviyle yalnızca 3 parmağını kesip ayağını kurtardık. Ruhsal rahatsızlığını gördük. Camdan atlayacaktı ve biz engelledik. Ailesine de çok dayanak olduk. Ortada denetime geliyordu. Hakikaten emek gösterilen bir hastadan bu türlü bir şeyin gelmesi asıl üzücü olay” dedi.

‘BU KADAR TEHLİKELİ BİR İŞ YAPMAK İSTEMİYORUM’

Çok üzücü bir olay yaşadığını kaydeden Tabip İskender, “Çok önemli değerlerin alınması gerekiyor. Yaralanmayı, sakat kalmayı, bu stil riskleri bilerek, kabul ederek mesleği seçmedim. Bir kolluk kuvveti değilim, o riskleri alarak meslek seçeyim. Polis olmak istersiniz; ancak riskleri vardır, bilerek tercih edilir. Lakin hekimlik bu türlü bir şey olmamalı; üzücü nokta bu. Şükrediyorum; lakin neye şükredeceğimizi şaşırdık. 1 santimetre bir aradan bahsediyorum. Daha aşağıda olsaydı yahut orta hatta değişik şeyler yaşanabilirdi. Yanımdaki atardamar parçalamış, orada kanama olduğu için sağ tarafta uyuşukluk var. Uyuşukluk geçer diyorlar, olumlu şeyler söylüyorlar. Bunun aslında ruhsal yanını iddia edemezsiniz. Bir daha bu türlü bir şey yaşamak istemediğim üzere bir daha bu kadar ağır, gerilimli, tehlikeli bir iş de yapmak istemiyorum” dedi.

‘CERRAHLIK YAPMAK İSTEMİYORUM’

Ertan İskender, elinin iyileşmesi halinde dahi cerrahlık yapmak istemediğini aktararak, “Ciddi manada çok soğudum. Doktorluk mesleğine devam ederim; fakat cerrahi yapmak istemiyorum. Sorunlu hastayla temas edeceğim kısımlarda olmak istemiyorum artık. Sıhhatte şiddet olayları artıyor. Beşerler bilhassa doktorların ne koşullarda çalıştığını bilmiyorlar. Ve biz tekraren ruhsal şiddete maruz kalabiliyoruz. Bu da bir müddet sonra mesleksel hayatta insanlara yaklaşımı değiştirebiliyor. Daima ‘bunlar zati dövmelik’, ‘hak ediyorsunuz’, ‘doktor oldun da ne oldu’ üzere kelamlar, hakaret ve tehditlerle karşı karşıyayız. Tehditleri aslında artık duymazdan geliyoruz” diye söz etti.