GÜLDEN ÇOKTAN İstanbul – Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Tekrar Açılışının 70. Yılında İmam Hatip Okulları ve Türkiye’de Din Eğitimi Sempozyumu’na katıldı.

Burada yaptığı konuşmada, 70 yaşında bir çınar olan imam hatiplerin tıpkı vakitte her adımı sabır, samimiyet ve azimle yürütülen kutlu bir uğraşın sembolü olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Esasen imam hatiplerin tarihi milletimizin hak, hukuk, özgürlük ve adalet uğraşının de tarihidir. Kuruluşundan itibaren imam hatipler bu ülkede demokrasinin standardını gösteren bir mihenk taşı olmuştur. Ulusal iradenin üzerine düşen vesayet gölgesi kalktıkça imam hatiplerin de önü açılmış, kapısına vurulan zincirler kırılmıştır. Darbe ve dikta devirlerinde ise milletimizin kendisi üzere imam hatipler de amaca, bilhassa o tahtaya konularak baskıya uğramıştır. CHP zihniyeti milletle milletin bedelleriyle hesaplaşmasını daima imam hatipler üzerinden yürütmüştür. İmam hatiplerin ülkemizdeki 70 yıllık mazisine baktığımızda bu durumun sayısız örneğiyle karşılaşıyoruz.”

‘Millet imam bulamıyordu’

Erdoğan, milletin tek parti faşizminde maruz kaldığı zulümleri göstermesi açısından bir örneği iştirakçilerle paylaşmak istediğini tabir ederek, şöyle konuştu: “Kendisi de bir CHP mebusu olan Hamdullah Suphi Tanrıöver, 1947 yılında ülkenin içinde bulunduğu vahim durumu bakınız nasıl anlatıyor; Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir münakaşadan sonra dışarıya çıktığım vakit 6 tane Meclis hademesi yanıma geldi. Gözleri yaşlı olarak bana şunları söyledi: ‘Vallahi, billahi 6 köyümüzde bir tek imam kaldı. Ölülere nöbet bekletiyoruz. O imam kalkıp bu köye geliyor ve uzunluğuna köy değiştiriyor. Şayet bize imam ve hatip vermezseniz ölülerimizi köpek leşi üzere toprağa gömeceğiz.’ 1000 yıldır hamuru İslam’la yoğrulan, asırlar boyunca İ’lay-ı Kelimetullah’ın sancaktarlığını yapan, mabedinin üzerine namahrem eli değdirmemek için 7 düvele meydan okuyan, İstiklal Harbi’nde ezanı ve bayrağı uğrunda gencecik evlatlarını şehit veren, nüfusunun kahir ekseriyeti Müslüman olan, işte bu türlü bir ülkede 1950 yılına vardığımızda durum maalesef buydu. Millet bırakın mescitte namaz kıldıracak imamı, ölüsünü yıkayacak ve onun namazını kıldıracak kimseyi bulamıyordu.”

‘Ailelerimizin teveccühü’

Kendisinin de imam hatip mensubu olduğunu, çocuklarını da imam hatipte okuttuğunu anımsatan Erdoğan, “Ama hiçbir vakit imam hatipçi olmadım. Zira bu türlü bir şeyi yanlış bulurum. Bizim için tüm imam hatip okulları, olağan lise de meslek liseleri de emirlerinde olduğumuz okullarımızdır. Hepsine bütün imkanlarımızla seferber olduk, seferber oluyoruz ve elimizden gelen tüm takviyeleri veriyoruz” dedi.

28 Şubat periyodunda kapısına kilit vurulmak istenen imam hatip okullarının, ülkenin en çok tercih edilen eğitim kurumları ortasında yer aldığını belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Öğrenci sayıları misyona geldiğimizde 660 binden 64 binlere kadar düşen bu okullarımızda okuyan evlatlarımızın sayısı bugün artık 1 milyon 415 bine ulaştı. İmam hatiplerin ortaokul ve lise kademesindeki öğrencilerin sayısının toplama oranı yüzde 14’e yükseldi. Bu sayılar hem ailelerimizin hem de gençlerimizin bu imam hatiplere yönelik teveccühünün en hoş biçimde işaretidir.”