İran resmi ajansı IRNA’ya nazaran, Rebii dış siyasetteki şimdiki gelişmeler hakkında bir makale kaleme aldı.

Rebii, adaylığı periyodunda muahedeye döneceğini açıklayan ABD Lideri Joe Biden’ın misyona başlamasından bir ay sonra “nihayet” eski Lider Donald Trump’ın azamî baskı siyasetinden vazgeçme “eşiğinde” olduğunu savundu.

Yaptırımların kaldırılmasının mevcut İran hükümetinin son gününe kadar önceliği olduğunu belirten Rebii, yazısına şöyle devam etti:

“Diplomatik teşebbüslerin, tansiyonlara karşın yakın gelecekte tüm yaptırımların kaldırılması da dahil olmak üzere tarafların taahhütlerine geri dönmesinin doğal bir başlangıcı olarak olumlu sonuçlanacağını inançla varsayım ediyoruz.”

ABD’nin, Trump periyodunda alınan İran’a yönelik tüm Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarını tekrar uygulamaya imkan tanıyan düzeneğin (snapback) hayata geçirilmesi kararını iptal etmesine değinen Rebii, bunu “Küçük bir adım ve ABD’nin iyi niyetinin yetersiz bir göstergesi” olarak kıymetlendirdi.

Rebii, ABD idaresinde “rasyonelliğin” son aylarda hissedilir biçimde arttığını vurguladı.

İran ile nükleer muahede

İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulunun (BMGK) daimi üyeleri ABD, Rusya Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya (5 1) ortasında 2015’te Tahran’ın nükleer faaliyetlerinin düzenlendiği ve kontrol altına alındığı bir mutabakat imzalanmıştı.

Donald Trump’ın başkanlığı periyodunda Washington, 8 Mayıs 2018’de mutabakattan tek taraflı çekilerek, İran’a tekrar yaptırım uygulamaya başlamıştı.

Yaptırımlara karşılık 8 Mayıs 2019’da kademeli olarak mutabakattaki taahhütlerini durdurmaya başlayan İran, 5 Ocak 2020’de mutabakattaki taahhütlerini büsbütün durdurmuş ve yüksek seviyede uranyum zenginleştirme süreci dahil bir dizi adım atmıştı.

ABD’de vazifeye gelen Joe Biden idaresi, Tahran’ın mutabakattaki taahhütlerini yerine getirmesi halinde mutabakata geri döneceklerini duyurmuştu. İran ise muahededen çekilen taraf olarak öncelikle ABD’nin muahedeye dönmesini ve yaptırımlarını kaldırması gerektiğini açıklamıştı.