Ankara 26. Ağır Ceza Duruşması, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Hataları Soruşturma Ofisinden sorumlu Başsavcıvekili Veysel Kaçmaz tarafından düzenlenen iddianame üzerindeki incelemesini tamamladı.

Sanıkların aksiyonlarının ayrıntılı bir biçimde anlatıldığı iddianamede, 13 Ekim 2019’da D.Ö isimli kişinin, “Hadımköy Kışla Komutanlığında misyonlu Astsubay Erdal Baran devlete karşı hata işlemekledir. Kapalı kalması gereken operasyonlara ilişkin bilgileri telefonla dışarıya çıkarttığı kanaatindeyim.” formundaki imzalı ihbarı üzerine “siyasi ve askeri casusluk” kabahatinden soruşturma başlatıldığı kaydedildi.

İhbarın akabinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı 1. Taktik Elektronik Harp Tugayı’nda Astsubay Kıdemli Başçavuş olarak misyon yapan Erdal Baran’ın eşi ismine kayıtlı telefonun dinlenmesine karar verildiği aktarılan iddianamede, “İhbarda belirtildiği üzere Baran’ın, tanıdığı işçi ile kurduğu irtibat sonucu ‘devletin askeri hareketlerini tehlikeye sokacak’ devlet sırrı niteliği taşıyan kimi bilgileri gazetecilerle paylaştığı tespit edilmiştir.” bilgisine yer verildi.

Baran’ın, Suriye ve Libya harekatlarına ait ayrıntıların da yer aldığı saklılık derecesi olan bilgileri, ODA TV Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız ve TELE1 Ankara Temsilcisi İsmail Zeki Dükel’e aktardığı kaydedildi.

Bunun üzerine Yıldız ve Dükel’in de telefonlarının dinlenmesi için süreç yapıldığı tabir edildi.

İddianamede, soruşturma kapsamında el konulan dijital gereçler, irtibat tespit tutanakları (TAPE) ve öbür evrakların, “gizli bilgi” niteliğinde olup olmadıklarının Ulusal Savunma Bakanlığına sorulduğu kaydedildi.

Bakanlığın karşılığında, kelam sonusu içeriklerin kapalı bilgi niteliğinde olduğu, “GİZLİ (1) ve SAKLI (2)” olarak kodlandığı bildirildi.

Sanıklar Yıldız ve Dükel’in bu bilgileri basın özgürlüğü için tanımlanan yasal hudutları aşarak kamuoyuna açıkladıkları kaydedilen iddianamede, sanıkların telefon görüşme içeriklerine yer verildi.

Yıldız ile Baran ortasındaki telefon görüşmelerinde, Suriye ve Libya’ya gönderilecek birliklerin durumu, isimleri, toplanma bölgeleri, güzergah ve gönderilme tarihleri ile kullanılacak silah ve teçhizata ait bilgilerin paylaşıldığı belirtildi.

Baran’ın, bir askerle yaptığı telefon görüşmesinde ise “ODA TV’de Müyesser Yıldız’ın TSK ile ilgili yazıları benim yazımdır, haberin olsun. Müyesser Abla ile birlikte yazıyoruz.” formundaki sözlerine de yer verildi.

Sanık İsmail Dükel’in de astsubay Baran’dan birebir bilgileri temin ettiği bildirilen iddianamede Baran’ın Libya’ya gönderilecek birliklerin toplanma bölgesindeki durumları, gidiş güzergahları, Taftanaz üssüne gönderilecek yeni sistemlere ait kapalı kaIması gereken bilgileri Dükel ile paylaştığı kaydedildi.

Sanıkların beyanı

İddianamede sanıkların soruşturma kademesinde verdikleri beyanlar özetlendi.

Buna nazaran Baran, belgeye yansıyan Yıldız ve Dükel ile konuşma içeriklerinin kendisine ilişkin olduğunu lakin verdiği bilgilerin bilinmeyen olmadığını düşündüğünü söz etti.

Bilerek ve taammüden hata işlemediğini söyleyen Baran, pişmanlığını lisana getirdi.

Müyesser Yıldız ise Baran’ın görüşmelerin “açık kaynaklarda yer alan haberlere kendi yorumumunu eklediği bahisler olduğunu” kaydederek, birkaç konuda anlattıklarının yanlışsız olup olmadığının teyidi için evrakını sorduğunu ancak Baran’dan rastgele bir evrak almadığını anlattı.

Yıldız, Baran’ın aktardıkları üzerine yazı yazmadığını, bunları diğerleriyle paylaşmadığını, paylaşacak saklı bilgi bulunmadığını, gazeteci olarak kendisini arayan birine de “Beni arama” diyemeyeceğini” tabir etti.

İsmail Dükel de Baran’ın söylediklerinin büyük kısmının açık kaynaklardan bulunabileceğini, Baran’ın öbür söylediklerini ise ciddiye almadığını, bu bilgileri paylaşmadığını ve haberleştirmediğini kaydetti.

17 yıl 6 aya kadar mahpus cezası talep edildi

İddianamenin sonuç kısmında, Baran’ın asker olması nedeniyle çeşitli biçimlerde elde ettiği “devletin güvenliği yahut iç ve dış siyasal yararları” bakımından “GİZLİ” nitelikteki bilgileri gazeteci olan Yıldız ve Dükel’e aktardığı, onların da bu bilgileri “gazetecilik faaliyeti ismi altında basın özgürlüğü için tanımlanan yasal hudutları aşarak kamuoyuna açıkladıkları” kaydedildi.Şüphelilerin “devletin güvenliğine ve siyasal faydalarına ait bilgileri açıklama” hatasını zincirleme biçimde işledikleri söz edilen iddianamede üç şüphelinin de 6 yıl 3’er aydan 17 yıl 6’şar aya kadar mahpusları istendi.