Eskişehir’de 44 yaşındaki iki çocuk annesi Ayşe Tuba Arslan, 11 Ekim 2019’da boşandığı eşi Yalçın Özalpay’ın satırlı saldırısına uğradı. 44 gün hayat uğraşı veren Arslan, 24 Kasım’da hayatını kaybetti. Vefatından sonra Ayşe Tuba Arslan’ın Eskişehir’de savcılık ve emniyete iki yıl içinde Özalpay hakkında hakaret, tehdit ve kolay yaralama savlarıyla 23 defa cürüm duyurusunda bulunduğu ortaya çıktı. Arslan’ın çantasından da “Ben ölünce mi yardım edeceksiniz?” yazılı 23’üncü kabahat duyurusu dilekçesi çıktı. Avukatlar tarafından hazırlanan raporda da, Eskişehir’de isimli makamlar, emniyet üniteleri, Şiddet Tedbire ve İzleme Merkezi ile mahkemelerin Ayşe Tuba Arslan’ın can güvenliğinin tehlikede olduğunu bildiği ortaya konuldu.

Acılı babaya bildirdiler

Özalpay cinayetten ağırlaştırılmış ömür uzunluğu mahpus cezasına çarptırılırken, Arslan’ın 23 sefer cürüm duyurusunda bulunmasına karşın korunamadığının ortaya çıkmasının akabinde Yargıçlar ve Savcılar Şurası (HSK) inceleme başlattı. HSK tarafından evvelki gün acılı baba Serdar Arslan’a gönderilen evraka nazaran ise, Ayşe Tuba Arslan’ı mevte götüren ihmaller nedeniyle hakkında cürüm duyurusunda bulunulan Eskişehir Aile Mahkemesi Hâkimi K.G. hakkında yapılan inceleme sonucunda, soruşturmaya gerek olmadığına karar verildi.

‘Herkes kanun önünde hesap versin’

Ayşe Tuba Arslan’ın babası Serdar Arslan, Yargıçlar ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) kararıyla ilgili şunları söyledi: “Kızım ölmeden de ihmaller vardı, artık de o ihmallerin devam ettiğini görüyoruz. İhmali olanlardan bir hâkim hakkında da soruşturma başlatılmasını istedik. Fakat rastgele bir soruşturmaya gerek olmadığına karar vermişler. Meğer görevlilerin hiçbiri tam olarak misyonunu yapmadı. Vazifelerini yapmış olsalardı, kızım şu an hayatta olacaktı. 23 evrakımız ve onlarca uzaklaştırmamız vardı. Uzaklaştırma kararlarının ihlal edilmesine karşın rastgele bir süreç uygulanmadı. Kızımın vefatında ihmali olan herkes kanun önünde hesap versin. İhmaller sürerse cinayetler de sürer. Kızımı vefata götüren de bu ihmallerdi.”

‘Bu yüzden bayan cinayetleri bitmiyor’

Olayın başından beri takipçisi olan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer de HSK kararıyla ilgili şunları aktardı: “23 kere müracaatta bulunan ve can güvenliği olmadığını haykıran bir bayan var. Önleyici önlem kararları fail tarafından tekraren ihlal ediliyor. Lakin bu ihlali yapana caydırıcı ve tesirli yaptırım uygulanmıyor. Zorlama mahpus cezası verilmiyor. Elektronik kelepçe dahi takılmıyor. Ayşe Tuba her şikayetinde kendisine şiddet uygulamış bu fail ile uzlaşmaya zorlanıyor. Ceza davalarından da beraat ya da tazminat çıkıyor. Daima iyi hal indirimi yapılıyor. Yani hâkim ve savcılar saldırganın mevt tehditleri karşısında çok pasif kalıyor ve Ayşe Tuba’yı saldırganın merhametine teslim ediyor. Yargıçlar bir tek müracaatta dahi farklı davranmış olsalar, bugün Ayşe Tuba yaşıyor olacaktı. Cinayeti işleyen katil en ağır cezayı aldı. Lakin bu cinayete göz nazaran göre göz yuman devlet vazifelileri hakkında hiçbir yaptırım uygulanmadı. Saldırgan hakkında hiçbir önlem kararı uygulamayan, tam bilakis Ayşe Tuba’yı onunla uzlaşmaya yönlendiren hâkim ve savcıları, HSK korudu. Aile Bakanlığı da, Ayşe Tuba’nın korunması için hiçbir süreç yapmayan ŞÖNİM uzmanlarını korudu. Emniyet de polisini korudu. Ayşe Tuba’yı koruyamayan devlet bu kararlarıyla onu mezarında bir defa daha öldürdü. Ayşe Tuba’nın katledilmesinden bu yana 408 günde tam 324 bayan daha öldürüldü bu ülkede. İşte devletin bu zihniyeti yüzünden Türkiye’de bayan cinayetleri bitmiyor, bitmeyecek.”

Hangi kurum neden kusurlu?

Eskişehirli 7 bayan avukat, vefatının akabinde Ayşe Tuba Arslan’ın yaptığı 23 cürüm duyurusuna karşın neden korunamadığını belgeleyen 56 sayfalık bir rapor hazırladı. Rapora nazaran; Aile Mahkemesi uzaklaştırma kararlarına uymayan saldırgan hakkında tesirli önlemleri seçmemiş, şiddeti tedbire gayeli GPS donanımı, elektronik kelepçe ya da zarurî mahpus cezasından hiçbirini uygulamadı. Ayşe Tuba Arslan’ın tüm şikayetleri İstanbul Sözleşmesi’nin açık kararlarına karşıt biçimde savcılıkça uzlaşma ofisine sevk edildi. Saldırgan aleyhinde açılan davaların büyük çoğunluğu beraat ya da tazminat cezası ile sonuçlandı ve Ayşe Tuba Arslan’a yönelik sistematik şiddet görmezden gelindi. Gerek Aile Mahkemesi’nde gerekse ceza davalarında hakkında tesirli ve caydırıcı ceza verilmeyen saldırgan Ayşe Tuba Arslan’ı öldürdü. ŞÖNİM önlemlerin uygulanıp uygulanmadığını takip etmedi. Ayşe Tuba Arslan için bir evrak dahi tutulmadı. ŞÖNİM’in mahkemelere gönderdiği hiçbir evrak olmadığı ortaya çıktı. Aile Çalışma ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı’na bildirim yapılmasına karşın bakanlık avukatları davaları takip etmedi. 4 defa çıkarılan müdafaa kararlarına karşın emniyet güçleri uzaklaştırma ve muhafaza kararlarının infazı için gerekeni yapmadı.