Bilişim Vadisi Konferans Salonu’nda düzenlenen Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneğinin (SAHA İstanbul) 4. Olağan Genel Şura Toplantısı’nda konuşan Demir, ülkenin bağımsızlık ve istiklal uğraşında bugüne kadar yer alan tüm gazilerin gününü kutladı, şehitlere Allah’tan rahmet diledi.

Savunma endüstrinde Türkiye’nin kendi standartlarına nazaran yol alması gerektiğini vurgulayan Demir, “Bugün yerlileştirmeden, savunma endüstrinin dışa bağımlılığını azaltmaktan bahsederken, aslında bir manada bir şeylerin peşinden koşmaktan bahsediyoruz. Artık peşinden koşmak, bir şeyleri yerlileştirmek kadar, ondan öte dünyada insanların bakacağı ve özeneceği, ‘Türkiye’de bunlar da yapılıyor’ diyeceği, onların peşimizden koşacakları teknolojilerin de sık sık konuşulması, yalnızca konuştuğumuzda yerlilik oranları değil, yeni buluşlar, yeni teknolojiler, oyun değiştirecek eserlerden de bahsedeceğimiz günlerin yakın olduğunu umuyorum.” diye konuştu.

Demir, bu mevzuda SAHA İstanbul’un en kıymetli oyunculardan birisi olacağını iddia ettiğini lisana getirerek, şunları söyledi:

“SAHA İstanbul derken, 30’a aşkın ilin bu kümelenmede yer aldığını belirtmek istiyorum. Kümelenmeler ve sivil toplum teşebbüsleri ve özel kesim, bir manada dinamik güç ve güç oluşturuyor. Doğal ki devlet kurumları, bakanlıklar, başkanlıklar, devlet şirketleri, bu bahiste yol açıcı, ön açıcı, teşvik edici olacaklar. Lakin asıl o dinamizmin önünü açacak, daha ileri götürecek, işi kolaylaştıracak, tekerleği çevirip, motoru çalıştırıp bir adım geride durarak özel kesimin, sivil toplumun yol almasını sağlayacak bir yapının da elzem olduğunu belirtmek istiyorum.”

Mesleksel eğitimin değerine işaret eden Demir, orta, uzman ve yetenekli eleman konusunda Türkiye’nin eksikliğini giderici faaliyetlerinin kıymetli olduğunu, herkesin bu eğitimlere takviye vermesi gerektiğini vurguladı.

Yürüttükleri projelere de değinen Demir, şöyle konuştu: “Endüstriyel Yetkinlik Kıymetlendirme ve Destekleme Programı (EYDEP) sistemimizle endüstriyel yetkinlikleri değerlendirip, destekleyip ülkemizde dünya çapında şirketler, küresel düzeyde tedarikçiler ve hatta küresel düzeyde önder şirketler oluşturmak istiyoruz. Savunma Sanayii Yetenek Envanteri (YETEN), çok kritik bir husus. Bizde hangi yeteneklerin olduğu, bunların hangi mevzularda ne cins muvaffakiyetler elde edilebileceği ve hangi eserlerde ne çeşit yenilikler yapılabileceği konusu da değerli bahis ve bu envanter tüm sanayi kesimimizin hizmetinde olacak ve bu envanter gelişmeye devam ediyor. Geniş bir ekosistem oluşturulması gerektiği gerçek.”

“Milli Teknoloji Atağı, bu ülkenin güçlü ve bağımsız geleceği için olmazsa olmaz”

SAHA İstanbul İdare Şurası Lideri Haluk Bayraktar da başta gazi Mustafa Kemal olmak üzere, tarihe imza atmış tüm kahraman gazileri, şehitleri rahmet ve şükranla andı.

Derneğin kuruluş sürecinden bahseden Bayraktar, 32 kentten 51 farklı alanda üretim yapan 661 firmaya ulaştıklarını, üyelerinin yüzde 81’ini KOBİ’lerin oluşturduğunu kaydetti.

Avrupa’nın en büyük ikinci havacılık kümesi durumuna ulaştıklarını lisana getiren Bayraktar, hayata geçirdikleri projeleri anlattı.

Savunma ve havacılık alanında 20 yıl evvel Türkiye’nin bünyesinde bulunan 17 firma sayısının 1700’e çıktığına dikkati çeken Bayraktar, “60’dan 600’e çıkan proje portföyünün 70 milyar dolar üzerinde olduğunu görüyoruz. Bütün bu muvaffakiyetlerin gerçekleşmesini, çok güçlü, derinlemesine bir savunma sanayi ekosisteminin kurulmasına bir manada borçluyuz. Türkiye, bugün güneyindeki terör koridorunu yok ettiyse, Libya’da barış, huzur ve bütünlüğünü sağlayabilecek, kritik katkıyı verebilecek duruma geldiyse, Karabağ’da bir zaferin kazanılmasına yeniden önemli, kritik katkı veren bir pozisyona ulaştıysa, bundan 15 yıl evvel ortaya konulan Ulusal Teknoloji Atağı vizyonuyla, ulusal ve özgün üretim modeliyle savunma sanayimizi, SAHA üzere STK’ların katkısıyla ve bu derinlikle oluşan eser ve hizmetlerle ortaya gelmiş bulunmaktadır.” tabirlerini kullandı.

“Tüm gücümüzle engelleme ve yıldırma siyasetlerinin karşısında duracağız”

Bayraktar, geçmişte olduğu üzere bugün de her alandaki çığır açıcı gelişmelere karşı çıkanların, çatlak ses çıkaranların ve iftira atanların olabileceğine işaret ederek, şunları söyledi:

“Engellemeler, yıldırmak isteyenler hiçbir vakit bitmeyecek fakat biliyoruz ki artık Türkiye’nin ‘Yakarız ancak yurt dışına uçak sattırmayız’ denilen ve fabrikaları kapatılan bir Nuri Demirağ kıssasına daha tahammülü yok. Uçak bombası imal ederken soba borusu üretmek zorunda bırakılan bir Şakir Zümre yahut fabrikasında meydana gelen patlamayla şehit olan bir Nuri Killigil tecrübesine de tahammülü yok. Biliyoruz ki geliştirdiği uçağı sertifikasız uçurdu diye hapsedilen ve önü kesilen Vecihi Hürkuş yalnızlığına karşı da ses çıkaracak milyonlarca vatan sevdalısı var. Bunlar ve gibisi hadiselerin tekerrürüne karşı en ufak esnekliğimiz yok. Tüm gücümüzle engellemelerin ve yıldırma siyasetlerinin karşısında duracağız. Geçmişte gelişimin ve ilerlemenin önüne çıkarılan maniler yüzünden çok vakit kaybettik. Meydan, o periyot acentelere ve distribütörlere kaldı. Lakin Türkiye artık bir yüz yıl daha kaybedemez. Bilgi ve teknoloji çağında acentelere, distribütörlere de muhtaçlık yok. Zira bilgi çağında eserler evvelden olduğu üzere aracıyla değil, aracısız ve direkt muhtaçlık sahipleriyle buluşuyor. İşte bu yüzden Ulusal Teknoloji Atılımı vizyonu, bu ülkenin güçlü ve bağımsız geleceği için olmazsa olmazıdır. Her alanda hayata geçirilen ulusallaşma vizyonu tam da bu nedenlerle güçlü yarınlara ilerleyecek Türkiye’nin vazgeçilmezidir.”