Bağışıklık güçlendirici beslenme, evvel istikrarlı beslenme kavramı ile başlar. Birinci olarak şeker ve şeker eklenmiş yiyecekler- içecekler, hamur işleri, kızartmalar, katkı unsuru içeren hazır yiyecekler, işlenmiş etler ve katı yağ ile yapılmış yiyeceklerden uzak durmak gerekir. Bundan sonraki kural, dört besin kümesinden kâfi derecede beslenmektir. Bunlar süt ve süt eserleri, et kümesi, sebze/meyve kümesi ve tahıllardır

Bu kümeler içerisinde enfeksiyon ile baş etme konusunda çok başarılı besinler mevcuttur. Bilhassa zerzevat ve meyveler farklı renk özelliklerine nazaran sahip oldukları farklı antioksidan ve lif içerikleri nedeniyle son derece değerlidir. Soğan, sarımsak, lahanagiller, turpgiller, brokoli, nar, portakal, avokado başta olmak üzere tüm zerzevat ve meyvelere beslenme programında yer verilmeli. Zerzevat ve meyvelerin bağırsaklarımızdaki faydalı bakteriler olan probiyotiklerin çoğalmasına yardımcı olması özelliği de savunma sistemimize ekstra güç katar. Probiyotik sayımızı arttırmak için yoğurt, kefir, turşu, sirke üzere fermente eserlerden faydalanacağımız üzere, hekim ve diyetisyen önerisi ile probiyotik/prebiyotik destekler de kullanılabilir.

Karbonhidrat olarak kolay şekere -yani sofra şekeri ve şekerle yapılan yiyeceklere -ihtiyacımız olmadığı üzere bu tüketim şekli bağışıklık sistemimizi de zayıflatır. Hasebiyle tam buğday ekmeği, karabuğday, yulaf, bulgur vs üzere kompleks karbonhidratlar – yani rafine edilmemiş, kepekli, kabuklu tahıllar- tercih edilmeli.

Bağışıklık sisteminin salgıladığı antikorlar protein yapıdadır. Protein alımı kâfi seviyede tutulmalı ve ihmal edilmemelidir. Kırmızı et, tavuk, hindi, balık, yumurta, süt ve süt eserleri, bakliyatlar protein içeren besinlerdir. Ayrıyeten bu kümede çinko minerali de direncimizi arttırmamızda yardımcı olur.

Omega 3 yağ asitleri de bağışıklık sistemimizi güçlendirmede kıymetli rol oynarlar. Başta balık olmak üzere semizotu ve cevizde de omega 3 bulunur. Balık tüketimi haftada 3 porsiyon halinde ızgara yahut fırında olmalıdır. Şayet tüketilemiyorsa yeniden tabip yahut diyetisyen teklifiyle balık yağı desteği olarak alınabilir. 

Zerdeçal son vakitlerde üzerinde en çok çalışma yapılan bitkilerden birisidir. Bağışıklık sistemini olumlu manada tetiklediği bilinmektedir. Baharat olarak da karabiberle birlikte çorbalarda kullanılabilir. Hekim yahut diyetisyen denetiminde besin desteği olarak da alınabilir.

Yağlı tohumlardan ceviz, fındık ve bademin içermiş oldukları E vitamini, bitkisel yağ asitleri ve çeşitli mineral içerikleri bağışıklığı desteklemek açısından son derece yararlıdır. Yağ çeşidi olarak da bilhassa zeytinyağı, hindistan cevizi yağı, çörekotu yağı ve avokado yağını güçlü antioksidanlar olarak sayabiliriz.

Beden direncini arttıracak örnek bitki çayı olarak; yeşil çay + adaçayı + 1 çay kaşığı doğal bal karıştırarak günde 2 fincan tüketilebilir. Ihlamur, rezene, zencefil ve kuşburnu çayları da önerilen çaylar ortasındadır.

Arıların kovanlarının hijyenini sağlamak için ürettiği propolisin de bağışıklığı arttırdığına dair yapılmış çalışmalar mevcuttur. Üretim şartlarının güvenirliği ve bireye alerjik tesiri riskleri nedeniyle yeniden tabip yahut diyetisyen görüşü çerçevesinde alınmalıdır.

Bedendeki D vitamini seviyesini arttırmak için en temel teklif güneşten yararlanmaktır. Gerekiyorsa hekim teklifiyle desteklerin kullanılması gerekir. Üstte bahsedilenlere ek olarak bol su tüketimi de bedendeki toksinlerden arınmak ve metabolizmayı canlandırmak için en temel ögelerden birisidir.