TBMM Lideri Şentop, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin 41. yılı nedeniyle ileti yayımladı.

Tarihin geriye sarılamayacağını lakin bugünün masasına koyularak incelenip tartışılabileceğini belirten Şentop, bundan 41 yıl evvel, 12 Eylül 1980 sabah saat 04.00’te radyodan okunarak ilan edilen askeri darbe bildirisi ve akabinde yaşanan gelişmelerin, sonuçları prestijiyle Türkiye’nin, toplumsal, siyasal ve demokratik tarihinde trajik bir devri işaretlediğini vurguladı.

Şentop, büyük Meclis’in feshedilip, milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırıldığı, siyasi partilerin kapatılıp yasama yetkisinin Ulusal Güvenlik Kuruluna devredildiği, 1961 Anayasası’nın yürürlükten kaldırılarak toplum ve siyaset için yeni yol haritalarının darbe karargahında dizayn edildiği bir periyoda 41 yıl sonrasından bakarken, o siyah-beyaz yılların kaotik atmosferini bugün de ibretle hatırladıklarını kaydetti.

“Bütün bu ıstırapları aşmanın yolu askeri darbe, sıkıyönetim değildir”

TBMM Lideri Şentop, iletisinde şu değerlendirmelerde bulundu:

“Özellikle 70’li yıllardan itibaren sağ/sol görünümlü anarşi ve terör ortamının puslu havasında işlenen sayısız cinayetin gazete manşetlerini işgal etmesi, kahvehanelerin rastgele taranarak her gün yeni mevt haberlerinin topluma pompalanması, mahallelerin ideolojik çizgilerle birbirinden ayrılması, annelerin pencerede çocuklarının konuta sağ gelmesini kaygıyla beklemesi, öğretmen ve polis üzere temel kamu vazifelilerinin bile aksi görüşlü dernekler etrafında örgütlenmesi, tıpkı silahın öğlenden evvel sol, öğlenden sonra sağ görüşlü gençlere karanlık ellerce verilip kaos cephesine sürülmesi, Maraş ve Çorum olayları üzere yüksek ateşli provokatif projelerle toplum hayatının cehenneme dönüştürülmek istendiği yıllara; siyaset alanındaki tıkanmalar, yüzde 100’leri aşan enflasyon ve öbür ekonomik buhranlar da eklendiğinde 41 yıl evvelki Türkiye imajı biraz olsun anlaşılabilir. Lakin bütün bu dertleri aşmanın yolu askeri darbe ve sıkıyönetim değildir ve hiçbir vakit, asla olamaz.”

“Darbenin travmatik sonuçları bugün bile telafi edilebilmiş değil”

“Askeri darbe yapılınca bıçak üzere kesilen ideolojik cinayetler ve öbür toplumsal problemler, darbe yapılmadan çözülemez miydi?” sorusunu yönelten Şentop, “Darbeden sonra kurulan askeri mahkemelerde yargılanan yüzbinlerce insanımız, hapishanelerde azaplarla öldürülen yüzlerce vatandaşımız, idam edilen onlarca kişi ve fişlenen milyonlarca hayat…” dedi.

Şentop, darbenin travmatik sonuçlarının bugün bile telafi edilemediğine işaret ederek 12 Eylül darbesinin ve onun ardılları 28 Şubat ve öteki darbe teşebbüslerinin, Türkiye’ye, demokrasiye ve vatandaşlara verdiği sosyo-ekonomik hasarların, daha kıymetlisi demokratik ve siyasal tarihlerine verdikleri zararın ölçülemeyeceğini bildirdi.

“Siyasetin sorumluluk alanındadır”

Ortadan geçen vakit içinde 12 Eylül, 28 Şubat darbecilerini, 15 Temmuz hainlerini yargıladıklarını,1960 darbecilerinin astığı siyaset ve devlet adamlarının iadeiitibarını sağladıklarını anımsatan Şentop, “Mevcut güçlü siyasal yapımız içinde vesayeti bütünüyle yok ederek aziz milletimizi ve demokrasimizi kara lekeler tarihinden kurtarılmış bir yapıyla buluşturduk.” tabirini kullandı.

TBMM Lideri Mustafa Şentop, şunları kaydetti:

“Bugün Türkiye Cumhuriyeti, birtakım dış odakların ‘bizim çocuklar’ dediği yapıların aklına esince darbe yaptığı bir ülke değildir ve artık asla olmayacaktır. Halkın oylarıyla kabul edilen yeni idare sistemimiz, meşruiyetini bütünüyle milletimizin özgür iradesinden alan bir yapıya kavuşmuştur. İçlerinde dikta hevesini besleyen ve bunu lakin askeri darbe, cunta üzere yollarla gerçekleştirebileceğini düşünen bedhahlara bu yolun artık bütünüyle kapandığını, bunun imasına dahi yeltenmenin büyük bir yanlış ve cürüm olacağını güçlü biçimde söz etmek isterim. Umuyorum ki yakın gelecekte yapılacak olan yeni anayasamız, darbe dünyasıyla ilgili her türlü hevesin kökünü kazıyan bir içeriğin de teminatı olacak.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bugün siyasal alana musallat olmak, millet iradesini sıfırlamak isteyen her türlü darbe, terör, ekonomik kumpas ve öbür gayrimeşru siyaset parazitlerini yok edecek güçtedir. Devletimiz bu güce aziz milletimizin siyasi olgunluğu ve takviyesi içinde gerçekleşen siyasi ve idari ıslahatlar sonucu gelmiştir. Takdir edersiniz ki bu çaba kolay olmamıştır. Gerisinde bütün bir ülkenin kararlı, mücadeleci ve fedakar tavrı vardır. Siyasi meşruiyet sonları içinde sessiz ve onurlu biçimde gerçekleşen bu bedelli demokratik formu müdafaa ve kollama misyonu yalnızca ve yalnızca siyasetin sorumluluk alanındadır. Bugün 12 Eylül 2021, saat 04.00. Aziz milletimize yeterlilik, iyilik ve umut dolu bir gün ve gelecek diliyorum. Güneş hepimiz için bu sabah ve her sabah hayırla doğsun.”