İhsan Dindar – milliyet.com.tr

Öncelikle pandemi sürecindede günleriniz nasıl geçiyor? Hiçbir şeyin eskisi üzere olmadığı bir evre yaşıyoruz. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Aslına bakarsanız ben evcimen bir beşerim. Ailemle sağlıklı ve inançta olduğumuz sürece ben her vakit mutluyum hayatımdan. Bir de müziğimi yapabiliyorsam, paylaşabiliyorsam demeyin keyfime. Pademinin ömrümüzü kısıtlaması ve üzücü kayıpların olması herkes üzere beni de etkiliyor. Öteki yandan pandemi sürecini olabildiğince üreterek geçirmeye devam ediyorum. Onlarca online konserler vererek müzikseverlere bu şiddetli durumda hayata birlikte kenetlenme daveti yaptık. Sanatımız bizim en pahalı aracımız. Bunu da sağlamaya çabalıyorum. Kalabalık alanlardan uzak durarak hayattan kopmamaya ve çocuklarımızın yaşama dahil olmalarına elimizden geldiğince takviye olmaya çalışıyoruz.

Geçtiğimiz günlerde Mavi’yi tam da doğum gününüzde yayımladınız. Mavi, bir babanın çocuğuna karşı hissettiklerinin bir yansıması mı? Kızınız Nil Rona da müzikte size eşlik ediyor.
Mavi tam manasıyla iki kız kardeşin birbirlerine olan sevgi ve bağlılığı anlatıyor. Ben ablamla bir ortada iç içe büyüdüm. Bir kardeşin varlığının hayata neler kattığını bilirim ve bu kıymet biçilmez bir zenginlik. Mavi’de ise Nil Rona’nın kız kardeşi Leyla’adaya olan sevgisini dinliyoruz. Nil Rona’nın ağzından Leyla Ada’ya dökülen kelamlar. İki kızım da hem kardeş hem arkadaşlar birbirlerine o hoşluğu aktarmaya vesile oldum diyebiliriz.
Nil Rona konutta müzik çalınca kendi kendine kelamlar yaratan, melodilere uygun eşlik eden çok yaratıcı bir çocuk. Bu kadar keyifli bir çalışmada, içeriği ile bütünleşebilecek tek kişi kızımdı. 5 yaşında birinci stüdyo tecrübesiyle hem biz eğlendik hem o eğlendi. Sonuçta ise son derece keyifli bir çalışma çıktı.

Gökhan Türkmen’in müzikal seyahatini ben şahsî olarak durdurak bilmeyen bir seyahat olarak nitelendirenlerdenim. Artık bu seyahat Mavi ile bence öteki bir boyuta ulaşmış durumda. Daha rock, daha ballad… Bu görüşe katılır mısınız?
Aslında parçalarımda aşina olduğumuz bir sound. Soft ve klasik rock tınılarının hakim olan müziklerim var. Öteki yandan Mavi’yi farklı yapan içeriğinde baba-kız-kardeş-aile temasının yoğunluğu. Birebir vakitte iki kardeş ortasında sevgi ve bağlılığı gitar yüklü rock soundu ile naif bir romantizmle birleştirmiş olmamız.

Klibe de bi parantez açalım. Müzikte kızlarınız da size eşlik ediyor. Klip yanılmıyorsam bir çınar ağacının altında geçiyor. Çınar ağacı baba figürü ile özdeşleştirilir birçok vakit. Klibin de kıssasını sizden öğrenebilir miyiz?
Sevgili Bora Çifterler’in direktörlüğünde çektiğimiz klipte dilediğimiz bildirisi vermişiz, ne keyifli bize. Evet, ağaç tabiata köklenir yaşama kaynaktır. Nefes almamızın zenginliğini, tabiatın bütünlüğünü ağaçlarla hissederiz. Gölgesiyle korur, kollar, güçlüdür. Kızlarım ve ben de hem o ağacın gölgesinde hayat buluyor, hem de bir babanın evlatlarına gölge, destek, güç olduğunu aktarıyor. Çocuklarınız sizin gölgenizde itimatla büyüyor. Tıpkı bir ağaç üzere.

?

Mavi’den evvel de bunun sinyallerini “Aşk” ile almıştık lakin tekrar sormak istiyorum. Bundan sonraki süreçte yayınlayacağınız müziklerin soundu Mavi’ye yakın mı olacak?
Duygusal olarak evet; lakin sound olarak biraz daha yumuşak bir sound diyebiliriz.. Genel olarak albüm daha Akustik bir Rock albümü tadında ve stilinde…

2019’da 11. Yılında Abbey Road Studios ile işbirliğinde birinci plağını yayımlamıştın. Artık ise yeniden 2019’un son aylarında başlayan ve bu yılın sonuna dek süren yeni bir albüm seyahatin var. Abbey Road Studios öyküsünü ve yeni albümle ilgili bilgi verebilir misin? Ne vakit kavuşacağız?
Uzun yıllardır plak çıkarmayı dilek ediyordum. Abbey Road Studios benim için başka bir kıymete başka bir kıymete sahip. Plak ve Ben şirketinin sahibi Nejat beyefendi ile bir vesile ile tanışmamızın akabinde hoş bir işbirliğine başladık geçtiğimiz yıl. Birinci plağımızı çıkardık, arşiv niteliğinde en sevilen parçalarımı derledik.
Artık ise 1 yıldır üzerinde çalıştığımız yeni albümü Kasım ayına hazırladık. Dört yeni müzikle birlikte 10 kesimlik bir albümü müzikseverlere hem dijital platformlardan hem de yeniden Abbey Road Studios iş birliği ile plak formatında sunacağız. İçimize sinen, onlarca müzisyenin ve takımımın emeğiyle çok hoş bir çalışma oldu. Az kaldı, Kasım’da birlikteyiz.

Can sıkıcı ve üzücü husus konserler. Bir süre açıkhava konserleri gerçekleştirildi lakin artan hadiselerle birlikte yine yasaklar başladı. Bu süreçte neler yapmayı planlıyorsunuz?
Salgın, veba misali tüm dünyayı sardı. Her kesimi olduğu üzere sanat, müzik kesimini de maalesef vurdu. Dilerdim yasaklarda daha çok tutarlılık olsaydı, dilerdim sanatkarlar da önünü görebilseydi. Olamıyor ise bizim yapabileceğimiz tek şey, eldeki imkanlarla sanatın aracılığını konuşturmak. Pandemi sürecinin başından beri nasıl üretiyorsak, artık de üretmeye ve paylaşmaya devam edeceğiz.
Bir ruhumuz var beslenecek, bunu da sanatla yapmak ve bize iyi geleni beşerlerle paylaşarak onları da iyi etmek. Önümüzdeki aylar neler verecek daima birlikte göreceğiz.

?

Birtakım müzisyenler online konser kavramına toptan karşı. Siz bu mevzuda ne düşünüyorsunuz?
Vakti artık yakalamak güç. Ne kadar durma noktasına gelmiş üzere olsa da aslında çok süratli akıyor. Bu süreçte hem yaşama ayak uydurmalısınız hem insanlığa ulaşmalısınız. Mart ayından beri nasıl online konserler vererek 350 binden fazla beşerle birlikte saatlerce müzikler söylediysek. Gecelere konuk olduysak, müzikler çıkardıysak, biz yeniden üretmeye devam edeceğiz. Bu süreçte tekrar online konserler yaparız diye düşünüyorum. Zira bizim de sevenlerimizle bu türlü de olsa buluşmamız lazım. Bunu dediğim üzere vakit gösterecek.

Son olarak geleceğe dair iyimser misiniz?
İnsanın bir umudu vardır tutunduğu, bir de hayalleri. Doğal ki her şeyin sisteme gireceğine, yeni olağan ya da eski olağan fark etmez lakin nizamlı bir akışa gireceğimize inanıyorum. Yaşadığımız süreç dünyanın da tabiatın da bizim de kendimizi bulma sürecimiz. Değerli olan amaçlarımızdan, dileklerimizden, sevgimizden ve merhametimizden vazgeçmememiz. Dilerim canımızı acıtan kayıplar bir an evvel son bulur ve biz yaslarımızın akabinde tekrar yolumuzda sıhhatle yürümeye devam edebiliriz.

ihsan.dindar@milliyet.com.tr