Süveyş Kanalı’nın 1800’lerin sonunda açılmasıyla Kızıl Deniz’deki pek çok tropik çeşit, Akdeniz’e yerleşti. Yırtıcı ve istilacı olarak kabul edilenler kimi cinsler, başka cinslerin popülasyonunu olumsuz etkiledi. Son yıllarda su sıcaklığının artması balon ve aslan balığı ile zehirli deniz kestanesinin de Akdeniz’e göç etmesine neden oldu.

Mersin Üniversitesi Su Eserleri Fakültesi Sürece Teknolojisi Anabilim Kolu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Deniz Ayas, zehirli deniz kestanesinin bilhassa kayalık bölgelerde kendini gösterdiğini belirterek, “Doğu Akdeniz’de deniz kestaneleri mevcut lakin son periyotlarda görülenler uzun dikenli deniz kestanesi olarak biliniyor. Bu kestaneler Kızıldeniz’den gelerek, Hint Okyanusu’ndan Avustralya’ya kadar yayıldı. Süveyş Kanalı’ndan ise Akdeniz’e geçti. Ülkemizin Akdeniz kıyılarında de bu tıp mevcut. Birinci olarak Kaş kıyılarında görüldü. Şu anda Mersin kıyılarında de bu cins ile karşılaşmak mümkün. Daha çok kayalık bölgeleri tercih ediyor. Denize girenlerin, dalgıçların, tatilcilerin deniz kıyısında denize girmeleri halinde bu deniz kestanelerine dikkat etmesi gerekir. Mersin kıyısında Erdemli’den Anamur’a kadar bu çeşidin yerleştiğini söyleyebiliriz” dedi.

‘TURİZM İÇİN BİR TEHDİT’

Cinsin kumluk alanda yaşamayı tercih etmediğini söz eden Doç. Dr. Deniz Ayas, “Bu cinsler kumlu alanlarda yaşamayı tercih etmiyor. Cins, Doğu Akdeniz’in tamamına yayıldı. Akdeniz’e kıyısı olan Mısır, Suriye, Lübnan kıyılarında de var. Turizm için önemli bir tehdit. Tatilcilerin kayalık yerlerde denize girerken dikkatli olmaları gerekir. Zehri çok fazla tesirli değil. Şişme, kızarıklık, ağrı üzere hafif belirtileri var. Dikenler et içerisinde basitçe kırılabiliyor. O bölgenin süratli bir halde temizlenmesi gerekir. Şayet yapılabiliyorsa cımbız gibisi bir şey ile dikenin çıkartılması gerekir. Et içerisinden dikeni çıkartmak güç, bu nedenle en yakın sıhhat kuruluşuna başvurulmalı” diye konuştu.

‘AKDENİZ TROPİKLEŞİYOR’

Cinsin yayılmacı, istilacı olduğuna dikkat çeken Deniz Ayas, “Doğu Akdeniz ekosistemindeki kısa dikenli kestanelerin yerine bu çeşitler yerleşti. Akdeniz’in ekosistemi için bu önemli bir tehdittir. Bu yerleşimle birlikte bir değişimden bahsedebiliriz. Akdeniz esasen değişiyor, tropikleşiyor. Yalnızca dikenli deniz kestaneleri gelmiyor, bunlarla birlikte ortak yaşayan tipler de geliyor. Bunun da Akdeniz ekosistemi üzerinde önemli bir tesiri olduğunu söyleyebiliriz” dedi.