Galatasaray’ın bu dönem transfer ettiği isimler ortasında en çok beğenilenlerden biri olan Alexandru Cicaldau, Türkiye’deki 2 aylık tecrübesini anlattı ve gayelerine değindi. İşte Rumen oyuncunun kelamları:

“Galatasaray taraftarlarının daha evvel de çok görüntüsünü görmüştüm lakin yaşadıklarım, hayal ettiklerimin çok ötesinde. İnanılmaz! Böylesine bir tutku ve aşkı öbür yerde bulmak çok sıkıntı. Galatasaray’da hayalimi yaşıyorum zira her şey mükemmel: Taraftarlar, idman tesisleri, antrenman, soyunma odasındaki atmosfer, yemek, yaşadığım yer…

Taraftarlar Galatasaray’ın içindeki her şeyi seviyor. Şayet ekip oyuncusu olursan, çabucak seviliyorsun. Sokaklarda beşerler beni durdurup, fotoğraflar çekiyor. Maske bile takıyor olsam beni tanıyorlar. Bir restoranda akşam vakti yemek bekliyordum ve gözümün kenarıyla bir taraftarın 5 dakika boyunca etrafımda dolaştığını gördüm. Bir noktada cüretini topladı ve fotoğraf çektirmek istediğini söyledi. O kadar heyecanlıydı ki elleri titriyordu, telefonu gerçek düzgün tutamadı bile. Galatasaray’ın onun için ne kadar kıymetli olduğunu görün.

“Kulüpte beni Alex diye çağırıyorlar”  

Taraftarlar beni Cicaldau olarak çağırıyor lakin ismimi hakikat halde söylemeleri güç. Grup arkadaşlarım ise kulüpte ve soyunma odasında beni Alex diye çağırıyorlar. Galatasaray’da deneyimli oyuncuların bana karşı sıcaklığı beni sahiden etkiledi. Arda Turan, Muslera, Feghouli ve Babel üzere geçmişte hayran olduğum futbolcular bunlar. Onlardan bir şeyler öğrenmeye çalıştım daima. Bana birinci günden itibaren çok sıcak yaklaştılar, 10 numara çocuklar nitekim. 10 numarayı istemediğim ve kabul etmediğim yazıldı. Bu türlü bir şey yok, ben 33 numarayı istedim. Beni iyi tanıyanlar çalışkan biri olduğumu ve bu türlü şeylere baş yormadığımı bilir. Çok çalışıyorum ve her şeyimi veriyorum. Alanda daima koşan biriyim.

“Yakın Türk arkadaşlarım vardı”

Çocukken Türkiye’de oynayacağımı düşünmezdim fakat yakın Türk arkadaşlarım vardı. Onlarla daima futbol oynardım. Şu anda futbolcu olduğum için de çok memnunum. Morutan’ın gelmesi ikimize de yaradı. Birbirimizi genç yaşlarımızdan beri tanıyoruz, artık daha da yakınız. Ortamızda 2 blok var, birlikte dışarı çıkıp yemek yiyoruz. Marsilya maçı durduğunda yanına gidip daha evvel hiç yaşamadığımız tecrübeleri birlikte yaşadığımızı ona söyledim. O maçta da tribünde çok fazla Türk taraftar vardı. Craiova’dan bir oyuncunun transferini istesem, Andrei Ivan’ı isterdim. (Sol kanatta oynayan 24 yaşındaki Andrei Ivan, bu dönem 9 maçta 656 dakika oynarken 2 sefer ağları sarstı)”